Pudge, Dota’nın öyle bir karakteri ki, bir bakıma Dota’yı Pudge’sız düşünmek imkansız. Kendisi, işe yarar tanklığı ve ‘#KurtlarVadisi’ dizisinden fırlamış gibi görünen o sevimli ve bir o kadar da tüyler ürpertici karnı sayesinde, oyunun en ikonik figürlerinden biri haline gelmiş durumda. Bunu okurken “Eee tabi, sen de biliyorsun, bu bıçak bıçak işidir,” diye düşündüğünüzü duyar gibiyim. Herkesin en az bir kez, “O nasıl iş ya!” dedirtmeyi başarmış olan bu karakter, bir nevi sağınıza solunuza yığılan pizza kutularından farksız. Aslında o kutuları bir yerlerde kaybetmiş olabilirsiniz ama Pudge’ı kaybetmek neredeyse imkansız. Sağdan soldan avlanarak dostlarınızı (ve düşmanlarınızı) etkilemekte o kadar yetenekli ki, onu gururla seçen oyuncular bir aşağıdan bir yukarıdan sürekli ‘kargaşa’ yaratıyorlar.
Pudge’ın oynanma süreleri üzerine Dotabuff verilerine baktığımızda, tam olarak 1.000.193.451 saat oynanmış. Yanlış duymadınız, bu sayı kesinlikle bir hafta sonunun nasıl geçtiğinin özeti! Eğer bu saatler uykuya harcansaydı, dünya üzerinde kesinlikle bir kaç nesil ortadan kaybolmuş olurdu. Pudge’ın yüzde 33.03‘lük pick rate oranı ile tüm oyuncular arasındaki popülaritesi de bunun bir yansıması. Yani, demek istediğim şu: Eğer bir gün Dota oynamadığınızı hissediyorsanız, en azından Pudge’ın sizinle oynamaktan çok keyif alacağına emin olabilirsiniz. Hatta yine de kazanabilirsiniz, çünkü onun win rate’i yüzde 50’nin üzerinde. Pudge’ın ikonikliği bu şekilde de kendini gösteriyor.
Pudge şöhretinin başlangıcı, elbette ki sadece statüleriyle sınırlı değil. Dota’nın uluslararası arenalarında bıraktığı iz de son derece derin. Özellikle NaVi’nin efsanevi Dendi’sinin Tongfu ile oynanan bir karşılaşmadaki “Fountain Hook” stratejisi, bu karakterin büyüsünü bir kat daha arttırdı. Şu an inanın o anı hatırlayanlar, o esnada yaşanan heyecanı ve “Neyse, ben bu oyunu zaten kaybedecektim” ruh halini hala içlerinde taşıyorlardır. Dendi’nin bahsedilen o oyundaki hareketleri, o an için “Buna mümkünse bayıla bayıla yendik de diyebilirim,” diyen pek çok oyuncunun aklında yer etmiştir. Bu, Pudge’ın sadece bir karakter değil, aynı zamanda dönemin bir ikonu olduğunun da kanıtı!
Pudge’ı düşününce hemen aklıma bir başka nostaljik unsur daha geliyor: Orijinal Dota’daki Pudge Wars. Her birimiz bu savaşların ne kadar unutulmaz olduğunu biliyoruz. Altında gizlenen cümleleri düşündüğümüzde, “Beni çekme!” ya da “Hayır, beni de al!” krizlerinde ne gülünç anılar bıraktığını hatırlamak zor değil. İstediğiniz kadar yürüyün, direk başkalarına yakalanma riskiniz var. O günlerdeki oyun arkadaşlarım ve ben, birbirimizi benzer stratejilerle avlarken, bir yandan da “Acaba şimdi kime bıçak atayım?” düşüncesiyle dolup taşardık. Hem eğlecek, hem de birbirimize tuzağa düşmek için taktikler geliştirecektik. İşte bu tür anılar, ne kadar sevgi dolu ve çılgın bir zaman geçirdiğimizi hatırlatıyor.
- Pudge, yalnızca biri müdahale etmediği için Dota’da hayatta kalmış gibi görünürken, adeta hayalet gibi kaybolma yeteneğine sahiptir.
- Bir “fountain hook” stratejisinin ne kadar çılgın, eğlenceli ve bir o kadar da tehlikeli olduğunu tahmin edemezsiniz!
- Pudge Wars, hem efsanevi anılara bir kapı açmış, hem de dostlukları sınamak için bir test alanı olmuş durumda.
Bütün bunlara baktığımızda, Pudge’ın yarattığı etki sadece bir oyun karakterinin ötesine geçiyor; o, bir neslin hatıralarını oynayan bir yoldaş gibi. Tabii, ne zaman gerçekten işimizi yapmaya inanan bir karakter bulsak, tamamen karanlık bir iş akışında dalmak isteyeceğiz. Ve böylece, Dota dünyasındaki Pudge merakı devam edecek, zira o, birçok kişi için asla unutulmayacak bir adam! Çünkü Pudge ile kazanmak, kaybetmekten daha eğlencelidir!