Dying Light 2: Ray Tracing Eşliğinde Karşılaştığımız Korkunç Yaratıklar ve Beklentiler
Dying Light 2'deki korkunç yaratıklar, ray tracing ile gözlerimizi büyülerken, biz de saklambaçta kendimizi kaybetmeyelim! 😂
5 saat önce

NVIDIA, CES 2022 fuarında Dying Light 2’nin yeni bir oynanış videosunu bizlerle paylaştı. Evet, o videoların saatlerce beklenip ardından bir çırpıda geçmesi gibi bir şey. Ama bu sefer işler farklı çünkü bu video, oyunun içindeki ray tracing efektlerini gözler önüne seriyor. Biraz teknoloji konuşalım; ray tracing, ışığın dünyada nasıl davrandığını simüle eden bir teknoloji. Hani, eğer ışık bir odaya düştüğünde nasıl güzel yansımalar oluşturduğunu düşünürseniz, ah işte o. Kısacası, Dying Light 2’nin görselleri, bizi adeta ekranın içine hapsetmeye geliyor!
Çıkmasını uzun bir süredir bekliyorduk, gerçekten sabrımız kalmadı. İlk duyurulduğunda “hadi bakalım” dedik ve ardından durmadan ertelemelerle karşılaştık. Fakat şimdi en son aldığımız haber, oyunun kesin olarak Şubat ayında çıkacağı. Evet evet, bu sefer ciddiyiz. Ancak bu duyuru da insanı hep bir soru işareti içinde bırakıyor; “Acaba bu sefer gerçekten mi?” İşte bu soru, tam da Dying Light 2’nin atmosferine uygun bir merak unsuru. Korkuyla karışık umut içerisinde bekliyoruz!
Dying Light 2, açık dünyada geçen, hikaye tabanlı bir aksiyon rol yapma oyunu. Bu, kelimenin tam anlamıyla “gece-gündüz” döngüsü içeren tehlikeli bir macera demek. Gündüzleri şehrin karanlık güçlerine meydan okumaya hazırlanırken, geceleri o korkunç yaratıkların inlerine gireceğiz. Ah, geceyi geçirmek için mutlaka sunulan yaratıkları düşünmek bile, üzgünüm ama eğlenceli değil mi? Mesela bir yaratıkla karşılaşabilmek için misafir olabilirsin; “Merhaba, ben de buradayım!”
- Gündüz görevleri: Şehirde gezip, o karanlık güçlerle yüzleşiyoruz. Bazen bir ninja gibi yürümek zorundayız, bazen de bir süper kahraman gibi zıpladığımız anlar oluyor.
- Gece yaratık avı: Tek başına gerçekten çok da akıllıca bir fikir değil. Ama hey, korku dolu bir deneyim sunması açısından harika olabilir!
Bu oyun tam anlamıyla bir buçuk ayda hayatımızı alacak. Hayatımıza dahil olan bu oyun, sanal dünyada bizi heyecanlandıracak, ama kapıcıyla olan diyaloglarını merak ettiren bir soru olarak da kalacak, değil mi? Gündüz parkımızda koşturduğumuz sıradışı ve unutulmaz anlar yaşayacağız, akşam saatlerinde ise yaratıkların peşinden koşarken, belki de ‘Ooo bir çiçek! Yürümek yerine ona bakayım!’ diye düşünerek geçirdiğimiz vakitler olacak.
Sonuç olarak Dying Light 2, yalnızca bir video oyunu değil, bir yaşam tarzı. Her anınızda yanınızdaki kahve fincanınızın ne kadar ‘soğuk’ olduğunu hissetmeniz için bir fırsat! Hazır olun, bu büyüleyici dünyaya adım atmak için geri sayım başladı. Gözlerimizi dört açarak, kollarımızı sıvıyoruz; çünkü yaratıcılığımız ve de cesaretimiz her daim yanımızda olacak!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?