Bebe adımların, yani Baby Steps’in duyurusunu ilk gördüğünüzde aklınızdan geçenlerden biri muhtemelen “Bir trol oyun daha geliyor!” olmuştur. 23 Eylül tarihinde oyunseverlerle buluşan bu yapım, genel hatlarıyla beğenilmedi olsa da, sanki eğlenceli bir absürtlüğe sahip olduğuna şüphe yok. Oyuncuların bu oyunu nasıl karşıladığı, yaklaşımınız ne olursa olsun, oldukça ilginç bir durum. Absürt bir komedi eseri olarak tasarlandığı her halinden belli olan bu oyun, pek çok konuyla alay ediyor. Bunun sonucunda, genelde yorumların olumlu olduğu söylenebilir. Öyle ki, Steam’deki bir yorum oyunun değerlendirmesini adeta özetliyor: “Hikaye aptalca, oynanış aptalca, kontroller aptalca, baş karakter aptal, ara sahneler aşırı aptalca. Oyun mükemmel!” İşte tam da bu “aptalca!” övgü, oyunun eğitimsel olmanın yanında eğlenceyi de ön plana çıkarması adına harika bir referans olmuş.
Fakat bu “aptalca” oyunun, bazı oyuncular için hazırladığı sürprizler de yok değil. Eğer oyundaki ara sahnelerin tamamını ya da önemli bir kısmını geçerseniz (geçmeyi başarmanız ayrı bir başarı, çünkü bu ara sahneleri geçmek için mini oyunları başarıyla tamamlamalısınız), oyunun sonunda tam 28 dakikalık bir sinematik ile karşılaşıyorsunuz! Şimdi burada dikkat etmemiz gereken bir nokta var: Bu süre zarfında ödüllendiriliyor musunuz yoksa ceza mı alıyorsunuz, orası tartışmalı! Hadi itiraf edelim, ara sahneleri geçmek için yapılan mini oyunların bir çile olması, oyunun eğlencesini katbekat artırıyor.
Bu 28 dakikalık epik sinematik, oyunun sonunda Nate karakterinin Moose’u kulübede ziyareti sırasında geçiyor. Burada Nate, dördüncü duvarı kırarak oyunculara sitemkar bir dille hitap etmeye başlıyor, ara sahneleri neden atladıklarını sorguluyor ve bu son sahneyi oynamaya üşendiğini ima ediyor. Tam bir ironik mizah örneği! Sinematik kısmında ise Nate ve Moose, karakterlerinden çıkarak oyun geliştiricileri işin içine dahil oluyor: Gabe Cuzzillo ve Bennett Foddy! İşte o an, gerçek bir komedi şovu başlıyor.
Broccoli sandviçlerinin bahsi açılınca gözlerimiz yaşarmadı değil. Neden mi? Çünkü oyunda karakterler göz yukarı kaldırma yeteneğinden yoksun! Ah, modern video oyunlarının trajikomik gerçeklerinden biri! Ses kaydı yapmanın zorluklarına dair sohbet ederken, sürekli olarak oyuncuların ara sahneleri atlaması üzerine duydukları sinir ve hayal kırıklıkları da yeri geliyor. Tüm bunları izlerken, insan “Oyun evreninin kurucuları da ne kadar çile içinde, değil mi?” diye düşünmeden edemiyor. Ve nihayetinde, soğuk bir kış akşamı, şekerlemeyi başarmak isteyen bu iki karakterin, huylarını değiştirmesi için az bir zaman kalıyor. Tüm bu absürtlük ve tuhaflık havası efsane bir kapanış filmi sağlıyor, öyle değil mi?
Atladığınız her ara sahneyi neden geçmek zorunda kaldığınızı düşündüğünüzde, onca emek verilen bu sinematiklerin cezasız kalamayacağını iddia etmek son derece keyifli bir durum. Sence de bu çalgılar ve üslup, bu oyuna yakışır nitelikte? Hadi, biraz düşündürücü olun, ama fazla derinlere inmeyin; absürdün dünyasında kaybolmuş, eğlenceli bir oyun oynamanın tadını çıkarın!