En İyi Assassin’s Creed Oyunları: Kendi Listemi Paylaşıyorum

En İyi Assassin’s Creed Oyunları: Kendi Listemi Paylaşıyorum!

Öncelikle, bu listeyi hazırlarken aklımdan geçenleri belirtmek isterim: “Bence böyle değil”, “İlk beşe bu oyun girer mi yahu?!”, “O oyun AC bile sayılmaz ya!” gibi tepkilere alışkın olduğumu söyleyebilirim. Elbette herkesin kendi favori Assassin’s Creed (AC) oyunu var ve bu bir tartışma konusu. Ancak, burada amacım sizinle kişisel bir liste paylaşmak ve alternatif önerilere de açık olmak. Bu nedenle, eğer listemdeki oyunları beğenmezseniz, kendi listelerinizi yorum olarak yazmaktan çekinmeyin! Belki de o yorumları toplayıp “OGZ OKURLARINA GÖRE EN İYİ 5” diye yeni bir liste yaparız. O zaman, sizin katkılarınızla daha da eğlenceli bir içerik oluşturmuş oluruz. Şimdi, kendi favori ilk 5’ime geçiyorum!

5-) Black Flag

Assassin’s Creed serisinin iyice seri üretime döndüğü dönemlerde parlayan yıldızı Black Flag’ti. Tam herkes seriden umut kesmeye başlamışken, Edward Kenway’in vahşi dalgaları yararak hayatımıza girmesiyle birlikte, korsanlık rüzgarı esmeye başladı. Evet, kim korsan olmak istemez ki? Gemi savaşları, balina avcılığı, liman liman gezip vahşi dalgaların tadını çıkarma fırsatı! Sıradan bir korsan hikayesi gibi başlayıp, bizi yüreğimizi dağlayan trajik hikayelerle buluşturması ise Black Flag’in başarısının bir başka boyutu. Edward Kenway dostlarının neredeyse tamamını kaybetmiş olabilir ama hikayesiyle bizim gönlümüzde kalıcı bir yer kazandı. O yüzden, kadehimizi “Parting Glass” eşliğinde Black Flag’e kaldırıyoruz! Hadi, bir yudum alalım, ne de olsa korsan hayatı böyle bir şey değil mi?

4-) Unity

Unity, serinin en kötü şöhrete sahip üyesi. Haksız yere olduğunu da söyleyemem; oyunun ilk çıktığı hali gerçekten de hatalarla doluydu! Mesela, tablet uygulamasıyla sandıkları açmak zorunda kalmak, oyuncuların aklını alıyordu. “Neden? Niye?” diye düşünmeden edemedim. Ancak Ubisoft, bu sorunları tek tek düzeltti. Ön yargılarınızı bir kenara koyup Unity’i oynarsanız, hâlâ ne kadar güzel göründüğünü göreceksiniz. Paris’in çatılarında koşmak, Co-Op görevleri yapmak, suikastçınızı kişiselleştirmek… Tam bir keyif! Notre Dame yangını sırasında ücretsiz dağıtıldığını hatırlıyorsanız, bir şans verin derim; belki de pişman olmazsınız. İki saat geçtikten sonra “Neden bu kadar kötü dedim ki?” diye düşünürken bulabilirsiniz kendinizi!

3-) Odyssey

Odyssey, çok keyifli bir açık dünya oyunu; ama iyi bir Assassin’s Creed oyunu olup olmadığı konusunda hâlâ tartışmalar sürüyor. Ben, Odyssey’i çok seviyorum, ama bazıları oyunun AC ruhuna pek uyumlu olmadığını savunuyor. Bunun nedenini gayet iyi anlıyorum: Çünkü bazı bağlantılar ancak oyunun sonlarına doğru açığa çıkıyor. Eğer DLC’leri oynamadıysanız, “Bu ne alaka?” diye düşünebilirsiniz. O yüzden, ön yargıda bulunmadan önce, oyunu bir bitirin. Sonrasında, “Ah, işte bu bağlantıyı arıyordum!” diye düşünmek oldukça olası. Ayrıca, kıtanın mitolojik unsurları ve karakterlerin derinliği, Odyssey’i oldukça eğlenceli hale getiriyor. Bazen “Bunlar gerçek mi?” diye düşünmeden edemiyorum!

2-) Origins

Origins, Assassin’s Creed serisini yeni bir türe taşırken, Mısır’ın gizemli atmosferini bizlere sunmakla kalmadı, aynı zamanda Bayek ve Aya gibi unutulmaz karakterleri de tanıttı. Yani, geçmişteki birkaç efsaneden bir tanesiyle karşı karşıyayız. Tabii ki, birçok oyuncu Origins’in AC ruhunu ne kadar iyi yansıttığını biliyor, ama bazıları hâlâ “Bu AC mi?” diye sorguluyor. Yıllardır anlatılan bazı hikayeleri alıp, yeni bir soluk getirmesi gerçekten etkileyici. Hani, bazen “Bakalım bu sefer ne olacak?” diye merakla bekliyorsunuz ve sonunda, “Vay be, harika!” diyorsunuz. Öyle ki, bu kadar derin bir hikaye ve atmosfer, bu oyunun yerini gururla korumasını sağlıyor.

1-) Assassin’s Creed II / Brotherhood

Listemdeki en popüler oyun ve herkesin kalbini çalan Assassin’s Creed II ve onun devamı olan Brotherhood. Bu iki oyunu ayırmak, bence bir yanlışlık olurdu; çünkü birlikte bir hikaye anlatıyorlar. Geçtiğimiz 11 yılın ardından, hâlâ en güçlü AC hikayesi olarak anılmayı sürdürüyor. Hatta, İtalya’ya gitmeden önce tekrar oynadığımda bile, “Bu oyun ne kadar mükemmel!” diye düşündüm. Tarihi mekanlar, tarihi olaylar, güçlü karakterler ve sürükleyici bir hikaye! Hatta Leonardo da Vinci’ye sarılmayı kaçıranlar burada mı? Bunu yaparken, şok edici sonunu tahmin etmek neredeyse imkansız. Yani, Assassin’s Creed II ve Brotherhood, serinin en iyi örneği olarak hâlâ aklımızda yer ediyor. Insieme per la vittoria, vittoria agli assassini!

Sonuç olarak, Assassin’s Creed serisi, her biri kendine has özellikleriyle dolu birçok oyun sunuyor. Sizin favori oyunlarınız hangileri? Yorumlarınızı paylaşmayı unutmayın! Kim bilir, belki bir gün sizin listelerinizle yeni bir içerik oluştururuz!