Hayatın tuhaflıkları işte, bir oyun yapıyorsunuz, tüm hikayeyi üçlemeden oluşan bir seriye yayıyorsunuz ve oyuncularınızı aniden ilk bölümden mahrum bırakıyorsunuz. Square Enix’le ilgili hiçbir şey beni şaşırtmıyor, ama bu sefer birine gülümsemem gerektiğini düşünüyorum. Final Fantasy 7 Remake’in ardından gelen Final Fantasy 7 Rebirth, ilk oyunu deneyimlememiş olanlar için bir kapı açacakmış gibi görünüyor. Oyunun eş yönetmeni Motomu Toriyama, “Hazırlıklarımızı buna göre yaptık, ilk oyunu oynama şansı elde edememiş oyuncular da Final Fantasy 7 Rebirth’ten tamamen keyif alabilecekler” diyor. Bunu duymak kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi? Ancak aynı zamanda koca bir “aman dikkat!” levhası gibi de hissettiriyor. İlk oyunu almadıysan gerçekten bir şey kaybediyorsun gibi!
Hatırlarsınız, ilk oyunun ardından herkes birbirine “Hadi şunları konuşalım, şu an ne durumda?” diye soruyordu. Final Fantasy 7 Remake, sadece nostaljiyi değil, yeni ve çarpıcı grafiklerle geri dönmeyi hedeflemişti. Şimdi Rebirth’te, sırada neler olup bittiğini anlamamız için başında kısa bir özet geçecekler ya da belki de “oh, hadi canım, bu oyun çok güzel” diyerek bizi kapmak için hayali kollarını açacaklar. Toriyama’nın bu açıklaması, sanki arka planda hide-and-seek oynayan bir köpeğe benziyor. “Beni görme, ama hala buradayım!” gibi bir durum. Ve evet, hepimizin bildiği gibi, hangi oyunun pişmanlığını yaşamışsak, ona ait bir kurguyla karşılaşmak hayli tuhaf.
Şimdi gelelim, bu macerada bizim yerimize de düşecek birkaç soruya. Final Fantasy 7 Rebirth’te neler bizi bekliyor? Belki de kahramanları ve yan karakterlerini keşfetmek için daha fazla detay ve zengin bir dünya sunacaklar. Ancak biz yine de merak ediyoruz: Ötede yeni gelen oyunculara, biz eski dostlar ne yapacağız? İlk oyunu oynayıp nostalji yaşayanlarla, “o neydi ya, daha yeni başladım” diyenlerin bir arada olmaları bu dünyada nasıl mümkün olacak? Bir kahve için derin bir yalnızlık, diğerinde alışveriş klasikleri!
Sonuç olarak, Final Fantasy 7 Rebirth, hazır olsanız da olmasanız da kapılarını ardına kadar açıyor. Muhtemelen devasa bir özetle gelenler, diğerleri onlara eşlik etmeye çalışırken bir taraftan da herkesin ruhunu sıkıştıran o eski anıları hatırlatacaklar. Ama sonunda, bu yeni macerayı yaşamak herkesin hakkı. Unutmayın, kışın bir kenarından çıkış tarihi bekleniyor, ama bizler işin mutfağında bu imkansız ilişkiyi nasıl sürdüreceğimizi düşünmeye devam edeceğiz. Eğer bir gün kış aylarını hatırlatırsak, bir tane de kahve alırız, değil mi?