Furiosa’nın Geçmişi: Çölün Çılgın Dünyasında Yeni Bir Serüven

2015 yılında vizyona giren Mad Max: Fury Road filmi, adeta bir görsel şölen gibiydi. O kadar ki, iki saat boyunca korkudan ve gerilimden tırnaklarımızı yemeden duramadık! Hatta iş yerinde bile “dur bir dakika, Mad Max izliyorum!” diyerek toplantıları kaçırdığımız oldu. Belki o film için “büyük dönüş” dedik, ama gerçekte çıkan başka bir şey var: Furiosa’nın hikayesi! Evet, yanlış okumadınız; çölün çılgın dünyası, Furiosa’nın köklerine inerek genişlemeye devam ediyor. Anya Taylor-Joy’un başrolünde yer aldığı yeni filmden gelen ilk senaryo özetiyle, adeta “Gel kardeşim bu hikaye burada bitmez!” diyor gibi.

Öncelikle, yeni filmde Furiosa‘nın geçmişine dalıyoruz. Herkesin merak ettiği soru ise, hani o çılgın Max? Ama Max ne yazık ki bu sefer tatile çıkmış gibi görünüyor. Yönetmen George Miller, filmde Max’in kaybolmuş olduğunu belirtiyor; bir yerde, güneşin altında çöl çiçekleriyle dans ediyor olabilir. Bu filmde, Furiosa’nın gençliğini izleyeceğiz; ufak bir not olarak, çocukken araba yarışı yaparken yakalanan bir Furiosa hayal edin, muhtemelen o anın komikliğiyle gülümseyeceğiz. Zira Fury Road balonlarından fırr fırr uçarken, hepimiz bilet alıp koşarak gitmeyi düşünüyoruz.

Şimdi, hatırlatmak gerekirse, senaryo özeti oldukça can alıcı. Genç Furiosa, Many Mothers’ın o güzel ama tehlikeli yeşil diyarından çalınıp büyük motor çetesinin eline düşüyor. Hemen burada Warlord Dementus‘un rahatsız edici gülümsemesi aklımıza geliyor. Çöl tozunun altında, “Kriz anında ne yapmalıyım?” düşünmeden edemiyoruz; her taraf bir çöl, üstünde bir mama çubuğu sürüklüyor. Ve bunları yaparken, karşısında The Immortan Joe’nun Citadel’ı var! İki tiranın kapışmasını izlemek, komedinin dibine vurmak anlamına geliyor. Zira bu tür olaylar genelde “Kim daha çılgın?” yarışmasına dönüşüyor.

Furiosa’nın eve dönüş yolunda karşılaştığı zorluklar, tam bir “Komedi Drama” gibi yazılmış. Hayatta kalma mücadelesinde, Furiosa’nın başına nelerin geleceği tam bir muamma. Acaba, yol baştan sona bir peşrev gibi mi geçecek, yoksa her an bir ‘bölüm sonu’ hayal mi dönecek? Tüm bu olayların yanında, *Furiosa’nın bir eve dönüş bulması hem duygusal hem de ironik bir şekilde, bize tekrar tekrar düşündürecek gibi.*

Film, 24 Mayıs 2024’te vizyona girecek ve biz, orijinal filmin yaşattığı heyecanı yeniden yaşamak için sabırsızlanıyoruz. Anya Taylor-Joy’un performansı, bu hikayeyle birleşince, umarım eğlenceli ve aksiyon dolu bir deneyim sunar. Belki de çöl ve çiçeklerin tatlı birlikteliği, giderek tırmanan bu komik dramatik yolculukta beni, sizi ve tüm sinema tutkunlarını gülmekten yerlere yoğuracak. Haydi bakalım, sabah kahvaltısından sonraki sinema seansınız için hazır mısınız?