Hideo Kojima, video oyun dünyasının dahi ismi, _Death Stranding_ filminin neredeyse her aşamasında yer aldığını iddia ediyor. Gerçekten de bu adamın her şeyi ıskalamayacak bir parçanın olması, özellikle de yönetmenlik koltuğu dışında. Yani, kendi yarattığı dünyayı öyle bir seviyor ki, _Death Stranding_ gibi dev bir projede yazma, tasarlama ve yönetme çıkar gibi işlerin hepsine giriyor, ama filmdeki yönetmenliği bir kenara itiyor. Belki de arada bir yere otursun diye düşünüyor; “Ben burada değilim, fakat 7/24 bu işin içindeyim” der gibi. Ve bu konuda bir açıklama yapmadan da edemiyor; ölümcül gibi görünen bir cümleyle durumu açıklıyor: “Death Stranding’in film uyarlamasında, denetimden, planlamaya, görünümden tasarıma ve içerikten sorumlu her detayda varım, sadece yönetmen değilim!” Ah, Kojima, senin cümlelerin bile bir oyun senaryosu gibi karmaşık!
Filmin yönetmeninin kim olduğu konusunda hâlâ bir sis perdesi oluşmuş durumda. Ancak oyuncu kadrosu da o kadar belirsiz ki, acaba Kojima bu durumda cümle kurarken bir yolculuğa mı çıkıyordu? Oyundaki karakterlerin ünlü isimlerce canlandırılması evet, ama şimdi merakla soruyoruz; bu roller için farklı isimler seçilirse, işlerin ne kadar sarpa sarabileceği imkansız değil mi? Norman Reedus, Mads Mikkelsen ve Léa Seydoux’un yer aldığı bir kadrodan, sıradan bir kadroya geçiş yapmak ne kadar zor olabilir ki? Bunu göz önünde bulundurmak, Kojima’nın rahatlığı kadar endişe verici.
Film dünyasına ilk adım atışı, herkesin sabırsızlıkla beklediği 2022’nin Aralık ayında patlak verdi. Herkes, Kojima’nın yeni yaratımına karşı hangi sürprizlerle karşılaşacağını düşünürken, belki de “Kojima ne demek istiyor, neden yönetmen değil?” sorusu kafalarda dönüp duruyordu. Bir nevi Kojima’nın bu filmde nasıl bir rol üstlendiğini anlamak, Hideo’nun _Metal Gear Solid_’deki büyük planlarından birine yakalanmak kadar zor.
Öyle görünüyor ki, Hideo Kojima her şeyin fazla karmaşık bir kontrollerini sağlarken, film izleyicileri de bu sürecin neresinde duracaklarını iyice çözemediler. Aslında bu durum, belki de bir sinema perdesinde en büyük savaşın verileceği anlamına geliyor; oyun dünyası ile film dünyası arasında bir köprü yardımıyla ortaya çıkacak yeni bir yaratıcılık akımı. Bir film seansında izleyicinin yaşadığı gerilim ve heyecan, aynı zamanda bir Kojima projesinde daima katmanlı bir sırra ulaşma peşinde koşmak gibi olacak. Merakla bekliyoruz; sadece düş kızıl denizlerinde, anlam dolu Hideo Kojima anlatımları ile dolup taşan bir filmi değil, belki de kültürel bir olayın kapılarını aralayacak bir yapım izleyeceğiz.