Mini mini tombik iblisler, topçuk olup fırıldak gibi üstünüze gelen iblisler, boyunuzun iki katı stil sahibi iblisler… Şimdi burada bir düşünelim, bu iblisler yeraltında ne yapıyor? Cehennemdeki konfor alanlarında akşam partisi mi veriyorlar yoksa pastaları üzerine kiliseleri mi yerleştiriyorlar? Neyse ki, bu şeytani partinin nerede olacağını ve burada yedi kutsal eseri yeniden bulmak için nasıl zıplayacağımızı biliyoruz. Yerli stüdyomuz Tale Era Interactive’in geliştirdiği yüksek tempolu FPS, 30 Temmuz’da erken erişime çıkıyor ve bu tarihi sizin için unutmamak önemli… Belki de “Ben buradayım!” diye bağırmanız gerekiyor!
Şu an için demosunu tecrübe edebileceğiniz Holy Shoot, cehennemin biraz tiye alınmış bir versiyonunda geçiyor. Cehennemle böyle bir buluşma çok da alışıldık değil, değil mi? Tuzaklar, şeytanlar ve yedi ölümcül günahlara karşı mücadele verirken “Ateşe dayanabilir misin?” sorusu aslında burada önemli bir yerde duruyor. Yani, kimdir bu Şeytan? Nereden geliyor? Günahlarımızla mı konuşacak, yoksa yeni bir dans gösterisi mi sergileyecek? Hayalini bile kuramadığınız şeyler bu oyunda gerçek oluyor.
Oynadıkça, daha fazla karakter, yetenek ve silah sahibi oluyorsunuz. İster hıza öncelik verin, ister ortalığı dağıtacak ağır silahların peşinde koşun; kıyamet gününde herkes için bir şeyler olduğu kesin. Oyun bir bakıma bir şenlik, elinizde Avusturya’dan alınma bir roketatar veya yazın özel indirimle kapan bir süper pazardan alınmış süper hızlı mermilerle dolu. Renkli ve çizgi roman tarzı grafikleriyle de göze çarpan Holy Shoot, yalnızca eğlenceli değil, aynı zamanda bazen “Ne yapıyorum ben?” dedirten bir deneyim sunuyor.
O yüzden, erken erişim çıkışını kaçırmamak için Steam’de şimdiden istek listenize eklemeyi unutmayın! O sırada gösterim için demosuna göz atın, onun da altyapısını inceleyin. Çünkü bu mini mini tombik iblisler ne zaman nereye geleceğini bilemezsiniz. Bütün silahlarınızı hazırlayın ve dipsiz bir maceraya atılmaya hazırsanız, Holy Shoot sizi bekliyor! Bir enstantane çerçevesinde şeytanların capcanlı, tıpkı sizin geleceğiniz gibi karaya oturduğu bir dünya sizleri bekliyor. Belki de bu, sabahları gün doğarken peşinizden koşan o sevimli iblisin ilk poz verişi olur, kim bilir!