Bağımsız yapımlar, hayatımıza öyle renkli tecrübeler katıyor ki, bazen kendimizi oyunun içindeki karakterlerden biri gibi hissediyoruz. İşte bu noktada To The Moon devreye giriyor. 2011 yılında hayatımıza giren bu oyun, yalnızca bir oyun olmanın ötesinde, kalbimizi fetheden bir hikaye sunuyordu. Oyuncular, duygusal anların yanı sıra, zihinlerinde sarmalanmış birçok soruyla baş başa kalıyordu. Kimi zaman gözyaşlarımızı tutamazken, kimi zaman gülerek ekrana sarıldığımız anlar yaşatıyordu. Bu noktada birkaç kişiyi “ben bu oyunu oynamadım” derken, bir odanın köşesinde gizlice ağlayan ya da gülme krizine giren bulunmuyorsa, çok şaşırmamak gerekiyor.
Ve sonra, 2017 yılında, To The Moon’un devamı olan Finding Paradise ile karşımıza çıkıldı. Bu oyun da az çok, ilk oyundaki olay örgüsü ve duygusal derinlikten gemisini yürütüyordu. Peki, şimdi de sırada ne var? Tabii ki Impostor Factory. Bu oyunun duyurulması 2019’a dayanıyor, fakat çıkış tarihi hakkında uzun süredir suskun kalınmıştı. Nihayetinde, sabırsız bekleyişin ardından çıkış tarihi açıklandı ve bizi yine eski dostlarımız Eva Rosalene ve Neil Watts ile bir maceraya sürüklüyor. Öyle görünüyor ki, bu sefer işin içine biraz daha karanlık bir atmosfer girmiş. Bunu yönlendiren ise, bir tesadüf sonucu karşımıza çıkan gizemli cinayetler. Kafamızda dönen sorular ise peşine takıldığı bir çete gibi peşimizde geziyor!
Lovecraft’tan ilham alan bir hikaye ile mi karşı karşıyayız? Muhtemelen! To The Moon serisinin bu farklı yönü ile nasıl harmanlanacağı ise merak konusu. Oynarken oyuncular, daha önceki oyunlarda Kan Gao’nun kaleme aldığı çarpıcı hikayeleri göz önünde bulundurarak, beklemedik bir sürpriz ile karşılaşacaklar mı? Kendisiyle ilgili daha fazla bilgi ve heyecan verici detaylar beklenirken, yüreğimizden kopan dualar da havaya yükseliyor: “Lütfen bizi hüsrana uğratma, Kan Gao!”
Impostor Factory, 30 Eylül’de oyun severlerle buluşmaya hazırlanıyor. Beklemek, adeta sürmekte olan bir çileye dönüşebilir ama bizler yine de bu muhteşem buluşmayı sabırsızlıkla beklemekteyiz. Elbette, bir yandan da bunun nasıl bir deneyim sunacağına dair heyecan büyümekte. Sonuçta, oyun dünyasında her yeni hikaye biraz daha aşık olma vadediyor gibi. İşte, “Impostor Factory” bizi bekliyor ve umarız ki, kalbimizi tekrar fethetmek için gereken her şeyi sunar! Bize düşen ise, bu macerada kaybolmak ve sonrasında “Bu işin üstesinden nasıl geldik?” diye birbirimize bakarak şaşırmak!