Japon Oyunlarının Tuhaf Dünyası

Yıllar geçtikçe, oyun dünyası her geçen gün daha da büyüyüp çeşitlenirken, Japon geliştiricilerin ortaya koyduğu oyunlar, “bu kadar da tuhaf olur mu?” dedirten bir noktaya gelmiş durumda. Bu oyunlar, sıradan bir video oyunu deneyiminin çok ötesine geçiyor; adeta birer sanat eserine dönüşüyor. Hayal gücünün sınırlarını zorlayan Japon oyunları, bazen midemizde karnabahar dansı yaptıracak kadar absürt olabiliyor. İşte karşınızda, Japonların tuhaf oyun dünyasına dair bir yolculuk!

D4: Dark Dreams Don’t Die

Bu oyun, “Çok tuhaf bir kaderi olan bir adamın hikayesi” diyerek başlıyor. Ama bu hikaye, sıradan bir kaderden çok daha fazlasını içeriyor. David Young adlı karakterimiz, karısının cinayetini araştırırken, etrafındaki tuhaf karakterlerle dolu bir dünyada kendini buluyor. Amanda isimli komşusunun ağzında bir fareyle odaya dalması gibi absürt olaylar, bu oyunun sadece bir başlangıcı. Duncan ve onun vitrin mankeni Sukey gibi karakterler, ‘tuhaf’ kelimesinin ne demek olduğunu tam anlamıyla gösteriyor. Hatta bazıları, “Bu kadar da olmaz!” dedirtecek kadar komik. D4, sadece bir oyun değil, aynı zamanda bir deneyim; ama kesinlikle bir kafayı yemişlik belirtisi!

Hatoful Boyfriend

Hatoful Boyfriend, randevulaşma simülasyonu türünün en ilginç örneklerinden biri. İçinde sadece güvercinlerin olduğu bir akademide, kazanan ilk insanı oynuyoruz. Amacımız? Tabii ki, güvercin bir sevgili bulmak! Evet, yanlış duymadınız; bu oyunda aşk meyvesi güvercinlerden çıkıyor! Anime ve absürt komedi severler için bu oyun, tam anlamıyla bir cennete dönüşüyor. Hem güvercinlerle randevuya çıkmak, hem de onların kalbini kazanmak için elinizden geleni yapmalısınız. Hayatınızda hiç böyle bir deneyim yaşamadınız, değil mi?

Incredible Crisis

Bu oyun, “Crysis” ile akraba değil, ama kesinlikle “tuhaf bir aile” ferdi. 1999 yılında çıkan Incredible Crisis, Japon bir ailenin en absürt gününü konu alıyor. İçinde tam 24 mini oyun barındıran bu yapım, saykodelik dans bölümleriyle dolup taşıyor. Aile üyeleri, her türlü tuhaf durumla karşılaşırken, oyuncular da bu absürtlüğün bir parçası haline geliyor. Hadi bakalım, bir çılgınlık daha; bu oyunu oynamadan önce kahvenizi alın, çünkü her an her şey olabilir!

Tokyo Jungle

Tokyo Jungle, 2012 yılında çıkan bir hayatta kalma oyunu. Ama burada tuhaf olan şey, seçtiğiniz herhangi bir hayvanla hayatta kalmaya çalışmanız. Evet, tavuk bile seçebilirsiniz! Gelecekteki Tokyo’da, terkedilmiş bir şehirde hayatta kalma mücadelesi veriyorsunuz. Vahşi doğanın kurallarına göre, hayvanlar arasında bir savaş var. Öldüğünüzde, yeni bir hayvan seçerek baştan başlıyorsunuz. Sormadan edemeyeceğim; bu kadar tuhaf bir dünyada, neden bir tavuk olarak hayatta kalmaya çalışasınız ki?

Deadly Premonition

Deadly Premonition, “iyi mi, kötü mü” tartışmalarıyla dolu bir oyun. Atmosferiyle Quantic Dream’in Fahrenheit’ını hatırlatan bu yapım, grafiklerine bakmadan oynamak zorunda bırakıyor. Oyun, “eleştirmenleri en kutuplaştırıcı hayatta kalma korku oyunu” olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeyi başardı. Kimileri oyunu yere göğe sığdıramazken, kimileri de “bu ne böyle?” diye sormaktan kendini alamıyor. Sonuç olarak, Deadly Premonition, Japonların absürd tasarım gücünün bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.

Bayonetta

Bayonetta, bu listedeki en “normal” oyun olarak görünse de, ilk kez oynadığınızda “ne oluyor?” diye soracaksınız. İsminden de anlaşılacağı üzere, Bayonetta karakterimiz, her türlü tuhaflığı ve aksiyonu bir arada sunuyor. Oyun boyunca, tek bir cümleyle tarif edemeyeceğiniz kadar fazla “saçmalık” var. Düşünsenize, elinizde bir kontrol cihazı, gözlerinizde “ne oluyor?” ifadesi ve bir yandan da düşmanlarla dolu bir arenada mücadele ediyorsunuz. Bayonetta, kesinlikle bir tuhaflık abidesi!

Catherine

Catherine, Atlus’un bize sunduğu başka bir garip deneyim. Vincent adında bir karakterin hikayesini takip ederken, sabahları diğer karakterlerle sohbet ederken, geceleri zihnine dalıyor ve bir bulmaca-platform oyununa dönüşüyor. Oyun, 17+ yaş grubu için uygun olduğu belirtilse de, içindeki absürtlük ve karmaşa, yeri geldiğinde zihninizi allak bullak edebilir. Vincent’ın hikayesindeki gariplikler, kesinlikle sizi şaşırtacak ve güldürecek!

LSD Dream Emulator

LSD Dream Emulator, oyun demek doğru olmayabilir; çünkü Osamu Sato’ya göre bu bir “modern sanat parçası”. İlk 10 saniyesinden itibaren, alışık olduğumuz her şeyin dışında bir deneyim sunuyor. Bu oyunda, hikaye ya da alışılmış bir oynanış yok; sadece 3 boyutlu sürreal mekanları gezip keşfetmek var. Hadi bakalım, hayal gücünüzü zorlayın ve bu tuhaf dünyayı keşfedin. Ama dikkat edin, baş ağrısı ve hayat sorgulaması yapmanız işten bile değil!

Killer7

Killer7, hem tuhaf hem de kült bir oyun olarak karşımıza çıkıyor. Suda51’in yaratıcı hayal gücünün bir yansıması olan bu oyunda, “killer7” isimli elit suikastçilerin hikayesini oynuyoruz. Farklı kişiliklerin bir araya geldiği bu karakterler arasında, Afrikalı Amerikan, İrlandalı Amerikan, çıplak ayaklı Japonyalı Amerikan gibi çeşitlilik mevcut. Oyun, Japonların hayal gücünün ne kadar geniş olduğunu kanıtlayan bir yapıma dönüşüyor. Hem yenilikçi hem de absürt bir deneyim sunan Killer7, kesinlikle denemeye değer!

Katamari Damacy

Katamari Damacy, Japonların oyun dünyasına en çılgın katkılarından biri. Bir okul projesi olarak başlayan bu oyun, sonra tam bir çılgınlığa dönüşüyor. Amacınız, bir topak ruhunu yuvarlayıp yıldızları geri getirmek. Ama bu sadece bir başlangıç! Yuvarladığınız kütle, içine hayvanlar, insanlar ve araçlar alarak büyüyor. Hadi bakalım, bir kedi miyiz biz? Neden topak yuvarlayıp duruyoruz? Bu sorunun cevabını bulmak için çılgınlar gibi oynayan insanlara sorun; belki bir şeyler öğrenirsiniz!

Sonuç olarak, Japon oyunları sadece eğlence değil, aynı zamanda birer sanat eseri. Her biri kendine has bir tuhaflık barındırıyor ve bu da onları daha çekici kılıyor. Oyun dünyasında sıradanlığa veda edip, bu absürt yapımlarla tanışmayı unutmayın!