Jurassic World: Dominion’ın çekimleri, İngiltere’nin soğuk ve yağmurlu ikliminde tamamlandı. Bu film, dinozorların geri dönmesi ve insanların onlarla yaşadığı karmaşanın ön planda olduğu bir macera sunmayı vaat ediyor. Ancak, filmin çekimleri sırasında COVID-19 pandemisinin neden olduğu aksaklıklar, setin bir uzay istasyonundan farksız hale gelmesine neden oldu. Öyle ki, set, dinozorlardan çok sağlık güvenliği uzmanlarıyla dolup taştı! Çekimlerin başlamasıyla birlikte, herkesin aklında bir soru vardı: “Bu dinozorlar gerçekten var mı, yoksa hepsi birer hologram mı?”
Filmin çekimleri, sağlık ve güvenlik önlemleri nedeniyle “eşi benzeri olmayan” bir deneyim olarak tanımlandı. 40.000’den fazla COVID-19 testi yapıldı ve bunların sadece binde 2.5’i pozitif çıktı. Yani, bu film aslında dinozorlardan çok virüslerle savaşıyordu! Sam Neill, bu zor süreçte “Bazı günler bunu başaramayacağımızı düşündüm… Ama başardık. İmkansız görünen şeyi yaptık,” diyerek durumu özetledi. Ne demişler, “Dinozorlar mı? Virüsler? Hepsi bir arada!”
Stüdyo, sağlık önlemlerine milyonlarca dolar harcadı. 8 milyon dolar sadece sağlık önlemleri için harcanmış! Bu parayla belki de bir dinozor heykeli yaptırabilirdi. Tüm ekip, her gün ısı testinden geçerken, platonun giriş çıkışında doktorlar ve hemşireler hazır bekliyordu. Bu durum, setin bir hastaneye benzemesine sebep oldu. “Dinozorlar nerede?” diye soranların yanıtı, “Doktor beye danışın!” şeklindeydi. Ayrıca, 150’den fazla dezenfektan istasyonu ve 60 ekstra lavabo ile herkesin hijyenine dikkat edildi. Filmin setinde bir dinozor kadar dikkat çekici olan bu hijyen önlemleri, izleyicilere “Dinozorlara karşı temizlik savaşı!” mesajını vermek için yeterliydi.
Yalnızca dinozorlar değil, sağlık güvenliği de başroldeydi. Her gün yapılan sağlık kontrolleri ile setin güvenliği sağlandı. Bu durum, ekibin dinozorlarla değil, virüslerle mücadele ettiğini gösteriyordu. “Çekim sırasında dinozorlar nerede?” diye soran bir ekip üyesine, “Dışarıda bekliyorlar, ama önce virüsleri temizlememiz gerekiyor,” yanıtı veriliyordu. Film çekimlerinin sonunda, ekip üyeleri neredeyse dinozorlar kadar güçlü bir bağ kurmuşlardı. Çünkü birlikte geçirdikleri bu zorlu süreç, dinozorların onlara verdiği korku hissinden çok daha fazlasını içeriyordu.
Çekimler sırasında tüm ekip, bir otelde konakladı. Düşünün ki, dinozorlarla dolu bir film çekerken, her akşam aynı otelde yemek yiyip, “Bugün hangi dinozorla karşılaştın?” sohbetleri yapılıyordu. Bu durum, bir yandan gülümsemeye sebep olurken diğer yandan da dinozorların sevimli yanlarını gözler önüne seriyordu. Sonuç olarak, filmin 165 milyon dolarlık bütçesi, dinozorların ve sağlık önlemlerinin birleşimiyle şekillendi. Yani, dinozorların yanı sıra sağlık güvenliği de bu filmde başrol oynuyor!
Şu an film, yapım sonrası aşamasına girmiş durumda ve izleyiciler 2020 Haziran ayında vizyona girmesini sabırsızlıkla bekliyor. Belki de film, dinozorlar ve sağlık önlemleri arasında yaşanan bu komik çatışmayı gözler önüne serecek. Kim bilir, belki de bir sonraki Jurassic World filminde dinazorların maske takması gerekecek!