Kedilerin Bakış Açısıyla Aile Sırları: ‘Cats and the Other Lives’ İncelemesi
Kedilerin bakış açısıyla aile sırlarını keşfedin. 'Cats and the Other Lives' incelemesi ile kedilerin dünyasına adım atın!
10 saat önce

Bir kedinin hayatı nasıl bir perspektiften görünüyordur? Düşünsenize, dev bir varlık sizi tanımadığınız bir mekâna hapsediyor; etrafınızdaki her şey yabancı. Zaman zaman pencereden uçan kuşları (bizim gözümüzde ise hamburger) izliyorsunuz ama asla tutmanız mümkün değil. Sizi besliyor, seviyor ve sık sık sinirlense de çabuk unutuyor. İşte, bir kedinin bakış açısıyla bir hikaye oluşturma fikrini yansıtan “Cats and the Other Lives” oyununda bu duyguya yakın bir oynanış var. Peki, sadece bir kedinin gerçekleştirebileceği eylemlerle sınırlı olarak, bir öykü nasıl oluşturulabilir?
En büyük korkumuz: Nefret ettiğimiz ebeveynlerimize dönüşmek. Zengin ve etkililiği tartışılmaz Mason ailesinin babası Bernard’ın ölümü, ailenin fertlerini cenaze için bir araya getirir. Ancak işin içinde Bernard’ın ailesinden sakladığı sırlar, müthiş bir malikanenin masrafları ve geleneksel bir oyundan beklenileceği gibi doğaüstü unsurlar mevcut. Bir kedinin bu karmaşık aile içinde dolaşması oldukça enteresan bir deneyim. Her bireyin bir derdi mevcut; kimisi babası gibi ilgisiz kalmamaya çalışırken, aniden dünyanın en kontrolcü annesine dönüşüyor. Kimi hayallerinin peşinden koşmaya çalışırken bu hayallerin zorlukları altında eziliyor. Aileye asla katılamayan bir evlatlık, yalanlar ve aldatmalar… İşte bu karışıklığı sergileyen bir kedi olarak tombul sarı Aspen, evin içinde dolanmaktadır. Aspen’i görenler derdini unuturken, bazıları da “Aspen, çekil ayak altımdan!” diye yakınmakta; evde olmak ise bir kedinin peşinde koştuğu sorunlarla doludur. Hele böyle bir ailede olmak çok daha zorlayıcıdır.
BİRİ KAPIYI HEMEN AÇMAZSA KOLTUĞU KEMİRİRİM VALLAHİ DİYORUM! Öyle görünüyor ki, yalnızca bir kedinin yapabileceği şeylerle sınırlı kalmak durumundasınız. Koltukların altına girebilir, raflara tırmanabilir veya sevimliliğinizi kullanarak evin dışına kaçabilirsiniz. Ancak kaçmış olsanız bile yatak odasına anında ulaşamazsınız. Diğer yandan, kapıları ve pencereleri de kendi başınıza açmanız imkansız; sizin için birinin o kapıyı açması gerekecek. Dolayısıyla, oyunu insanların etrafında dolaşarak oynama mekanizması oldukça farklı bir deneyim sağlıyor. Evet, çeşitli bulmacalar var ama yine de gerçekleştirdiğiniz eylemler bir kedinin hareketleriyle sınırlı. Kafayı çalıştırma kısmını siz üstleneceksiniz. (İsterseniz ipuçları da mevcut.) Oyundaki işaretler de nereye gitmeniz gerektiğini gösteriyor. Ya bir kedi olarak işitme ve koku duyularınızı kullanıyorsunuz ya da aç kalıp mama kabına gitmek zorunda kalıyorsunuz; bir şekilde kendinizi gereken yerde buluyorsunuz.
Bir kedi olarak konu mankenliği. “Cats and the Other Lives”ı çok sevdiğim halde bazı noktaların gözüme çarptığını itiraf etmeliyim; bu gözlemler, inceleme yazmak için aceleyle oynamış olmaktan kaynaklanıyor olabilir. Fakat bir kedi olarak olaylara tanıklık etmek, özellikle ikinci bölümde sinematik görüntülerin ardında sürekli koşmamıza sebep oluyor. Ayrıca, bulmaca olması için eklenmiş olan bulmacalar da var. Will’i kapının önünden uzaklaştırmak için gerçekleştirmeniz gereken komiklikler, bir bebeği uyutmak ya da duyduğunuz bir ipucu ile başka bir yerde gizli bir nesneyi bulmak gibi bulmacalar yanında sönük kalıyor. Tüm bu küçük eksikliklere rağmen, “Cats and the Other Lives” keyifli, ilgi çekici ve kompakt bir oyun olmayı başarmış. Kesinlikle bu yıl deneyimlenmesi gereken bağımsız Türk yapımlarından biri.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?