Kevin Conroy: Batman’in Sesindeki Efsanevi Yüreğin Yolculuğu

Büyürken izlediğimiz çizgi filmlerde aklımıza kazınan karakterlerin yeri hep bir başkadır. Bu karakterler, bazılarımızın çocukluk dönemlerini süsleyen vitrinler gibidir. Ne yazık ki vitrinleri saran toz gölgelerini görmezden gelip, onlara karşı içten bir bağ hissederiz. Çoğumuz Sünger Bob’u, Bugs Bunny’i ve Scooby-Doo’daki birçok unutulmaz karakteri, hayatımızın belli bir döneminde bizlere sundukları tatlı ve sevimli duygularla hatırlıyoruz. Mutsuz olduğumuzda sanki bu karakterlerin yanına koşarak geri dönmek isteriz. Çizgi filmler bize bir “yuva” hissi verirler; öyle bir ev ki bu sıcaklıkta kaybolmak bir sokak köpeği gibi içimizi ısıtır. İşte bu karakterlerin seslerinin aradan yıllar geçse bile aklımızdan silinmesi oldukça zordur. Bir nevi içimizde yaşarlar. Bazen o seslerin arkasındaki kişileri hiç görmesek ve tanımasak dahi, bir ölüm haberinde sanki tanıdığımız birini kaybetmişiz gibi kalbimiz acır. Bugün de milyonlar için “o” ses olmuş olan Kevin Conroy’un ölüm acısını yaşıyoruz, ne yazık ki.

1992’de başlayan, dünyaya Batman’i tanıtan ve sevdiren içeriklerden biri olan Batman: The Animated Series’in sesi olan Kevin Conroy, hayatını kaybetti. Kadim bir dostumuzu yitirmiş gibi hissetmemizin nedeni, onun sesinin kalbimizin derinliklerinde yankılanmasıdır. Öyle bir ses düşünün ki, hem dostlara güven verir hem de düşmanlarda korku salar. Yani, karşı kıyıya geçmek için bir balık gibi yüzmeyi başaran o derin ses… Batman’in katılığının tam zıttı, tüm sevimliliğiyle karşımızda. Yıllarca Comic Con’lara katılıp hayranlarıyla buluşarak, tekrar tekrar o çok sevdiğimiz repliklerini bıkmadan söylemekten geri durmamıştır. “I am vengeance, I am the night, I am Batman!” repliğini bilmeyen bir Batman sever yoktur herhalde. Kevin Conroy, pek çok insanı mutlu etmiş ve “umut” üzerine kurulu bu karakterin sesi olmuştur. Fakat kendisi pek çok zorluk yaşamış bir bireydir. 1960-1970 yıllarında homoseksüel olduğunu keşfetmesi sonucunda, yaşadığı ortamda hayatının zorlaştığını fark etmiştir.

Bir gün Batman’i seslendirmeye başladığında, kendisini duyurabileceği bir sesinin olduğunu anlamış ve 2016 yılında bu bilgiyi hayranlarıyla paylaşmaya karar vermiştir. DC ile birlikte Onur Günü için hazırladığı “Finding Batman” adlı 9-10 sayfalık çizgi romanı, onun gençliği ve AIDS nedeniyle hayatını kaybeden arkadaşlarına bir saygı duruşu niteliğindedir. Bu çizgi romanı kaleme alarak, sadece bir karakteri seslendirdiğini değil, aynı zamanda önemli sosyal konulara da dikkat çekmeyi önemsemiştir. AIDS hakkında farkındalık yaratmak amacıyla birçok etkinliğe katılmış ve bu konuda yıllarca mücadele etmiştir. Bir röportajında AIDS nedeniyle birçok cenazeye gittiğinden ve bunun azaltılması için çaba harcadığından bahsetmişti.

Aslında Kevin Conroy, seslendirdiği karakterden pek de farklı biri değildi. Yıllarca kendi gerçek kimliğini saklamak zorunda kalmış, etrafında pek çok kayba tanıklık etmiştir. Bu acı deneyimleri başkalarının yaşamasını istemediği için şöhretini kendisine ve başkalarına yarar sağlamak adına kullanmıştı. Tanıdık geldi mi? Evet, kimileri için sıkıcı bir başlık gibi görünen bu hikaye, aslında birçok kişinin içindeki süper kahramanın sesine dönüşmüştür. Her ne kadar kendisi için mutlu bir çocukluk geçirememiş olsa da, pek çok çocuğun hayatına değerek bu eksiğini bir şekilde telafi etmiştir. Kevin, gerçek bir kahraman gibi fark ettirmeden iyilik yapan biriydi. Sanırım Batman karakteri de ona bu noktada dokundu ve tiyatroculuk kariyerinin önüne geçmesini sağladı.

Kevin’in eşi Vaughn C. Williams, Conroy’dan “Onun hep Batman olduğunu düşündüm. Negatifliklerle dolu bir gençlik geçirdi ama bunu güçlü bir kişilik özelliğine dönüştürmeyi başardı,” diye bahsediyor. Evet, kelimenin tam anlamıyla bu rolü oynamak için doğmuştu. 30 yıl boyunca Batman’i seslendiren her şeye can katmış ve sonunda tüm bu süreç içinde ona en çok emek veren kişiydi. Kimi zaman komik, kimi zaman karamsar; ancak hep derdi ki “Batman yalnızca karanlık ve somurtkan bir karakter değil, oldukça derin mesajları olan ve insanlara önem veren bir figürdür.”

Batman: The Animated Series ve Batman Beyond gibi serilerin benim gibi Batman hayranlarına kattığı en önemli şeylerden biri, karakterin aslında duygusuzluk ile asla tanımlanamayacağını gösterebilmesidir. Sonuç olarak, Kevin Conroy’un performansı bu duyguyu yıllarca en iyi şekilde ortaya koymuştu. Kendisini çok özleyeceğiz. Gerçek bir kahramanı kaybettik. Bizlere çocukluğumuzda dokunan birçok karakter gibi, sen de Batman’sın Kevin Conroy. Teşekkürler! Arkham Knight’ta Gordon’un dediği gibi: “İşte böyle oldu… Batman böyle öldü.”