Kingdom Come: Deliverance 2 ile Bakkaldan Ekmek Alma Macerası Bitsin!
Kingdom Come: Deliverance 2'de bakkaldan ekmek alma macerasıyla soygun değil, roti göster! Düşmanlarla kapışırken taze ekmek unutulmasın!
11 saat önce
 
                      Video oyunlarına dair hislerim oldukça karmaşık bir yelpazede dans ediyor. Her ne kadar oyunların içerisinde kaybolup gittiğimiz dünyalar, bizlere muazzam bir deneyim sunsa da bazı eserlerin beni deli gibi sıkan bir yanı da var: Oyunlardaki ana karakterlerin, genellikle aşırı güçlü insanlar olarak resmedilmesi, ve çoğu zaman arka plandaki karakterlerin pek de değerli hissettirmemesi. Bunu ifade ederken, gözümün önünde yüzlerce görev, albenisi yüksek hikâyeler canlanıyor. Ancak çıkarılan sonuç her seferinde şu oluyor: Yine ben, kendi başıma bakkalın önünden ekmek çalmakla meşgulüm, ama bir yandan da efsane bir kahramanım!

Bunu derken de özellikle Bethesda ve BioWare gibi devlerin elinden çıkan oyunlarda, başıboş dolaşıp, yan görevleri yaparken kendimi cidden bakkaldan ekmek almaya giden bir köylü gibi hissediyorum. Geralt gibi güçlü bir karakter özlemi içindeyim ama buna rağmen, işlerim biraz daha “yüksek” bir seviyede kalıyor. Geralt’ın karşısında tanrısal varlıklar duruyor, ama ben bakkalı arkamda bırakarak “Dolaşırken lütfen fıstıkları çalmayın” ricasında bulunmuyorum da, “Kendimi gösteriyorum, tanrılara kafa tutuyorum” байštění. Ve etrafımızda dövüşü kazanmaya çalışan iblisler varken, niye ben bir bakkalın kapısında bekleyip ekmek alıyorum? İşte evrenin en önemli karakteri olduğumu iddia eden ama düşmeden hızlıca bakkala giden ben!
Bu gibi sorunlar, Kingdom Come: Deliverance ile sadece daha eğlenceli bir şekilde irdelendi. 15. Yüzyıl Bohemya’sında bir tarla işçisinin yaşamını deneyimlemek, bana oyuncu olarak çok alışık olmadığım bir şey sundu. Gerçekten de savaşlardan kaçarken, bizim köyü yağmalayanlar için zarar görmüştük ve bu da oldukça etkileyici bir öğretici oldu. Oyun, bana çoğu zaman gerçek dünyanın öyle bir yansıması oldu ki; okuma yazmam yok, kılıç tutmayı da bilmiyorum, (@Hemen hemen duygusal bir bakış açısı ile) kısacası, %100 temelsiz olarak hayatı yaşıyoruz. Kimse kimseye bir şey öğretemiyor. Dolayısıyla, Kingdom Come: Deliverance gibi oyunların gelmesi benim gibi oyuncular için bir nefes alma fırsatıydı. Çünkü orda, mücadele çerçevesinde yemek hazırlamanız gerekiyordu ki bu sadeliği çok seviyorum!

Ve şimdi ayrıntılara iniyoruz! Kingdom Come: Deliverance 2, bekleyişin ardından gelmekte olan bir doğum günü hediyesi gibi. İlk oyundaki mücadelelerin tüm karmaşasının ve zevkinin geride bırakılması, aslında bir anlamda bizleri heyecanlandırıyor. Dan Vavra’nın bu projeye koyduğu emek ve azim sonucunda, uzun bir zaman diliminden sonra alternatif bir hikâye ile yeniden buluşacak olmamız beni oldukça neşelendirdi. Oyun, ilk oyunun sona erdiği noktadan başlayacak ve başlangıçta karşılaşacağımız zorluklar, bizlere sunduğu yeni mini oyunlarla daha da artacak.
- Demircilik, simya ve belki de ateşli silahlar, bu yeni maceranın bir parçası olacak.
- Bir de eski dostlar dönüyor; Mutt, belki de en sevdiğimiz karakterlerden biri. Mutt ile dönecek olan sadık dostluğu daha fazla bekleyemiyorum!
- Köydeki suç olayları, kazandığımız her küçük savaşta yeni ceza sistemleriyle daha cesaret verici olacak!
Bunlar gibi birçok detay detaylandırılıp, yeni zorluklar ve heyecanlar katacak ve şimdi soruyorum: Açıkçası, Kingdom Come: Deliverance 2 ile birlikte bakkaldan ekmek alma oyununu tatmaktan dövüşlere geçmeye hazır mıyız? Kesinlikle benim için geçerli! Artık dövüş mekaniklerini daha hassas bir şekilde kullanacak olmamız, bu oyunun belirli bir seviyede büyümesini sağlıyor. İlk oyundaki bazı sorunların giderileceğini ve bizi geride bırakan tarafların telafisi anlamında daha zengin bir sunum göreceğimizi umuyorum.

Özellikle, eğer bu sefer de demircilik ve simya gibi unsurların devrede olacağını göz önünde bulundurursak, oyuncuların gelişimini takdir etmek fedakârlığa değer! Şu an elimde yalnızca bir çubuğun olduğu düşünülürse, simya ile yaratabileceğimiz muazzam güçlerle birlikte kalede düşmanlarımıza nasıl saldıracağımızı hayal etmek bile harika! Ve unutmayalım ki, düşmanlara dönebilirsek oldukça sağlam muhalefet ile karşı karşıya kalacağız.
Hadi görüşürüz Kingdom Come: Deliverance 2, zaman aralığı boyunca yine gerçek dünyaya ait hissetmemi sağlayacak oyun deneyimi bizi bekliyor. Akıllı adamlar rüzgarı savursa da, biz güçlü ve yaşatmayı seven RPG dünyası meraklısıyız ve bunu ilk oyunun içerik kalitesini arttırarak daha iyi bir versiyonuyla sunmanızı bekliyoruz!



 
                
        
           
                     
                     
                     
                    
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?