PUBG’nin yayıncısı Krafton, oyun dünyasında heyecan verici gelişmelerin yanı sıra, iç çekişmelerle de gündeme düşmeyi başarıyor. 2021 yılında 500 milyon dolara Unknown Worlds’ü satın almasının ardından, pek çok oyun severin merakla beklediği Subnautica’nın ikinci oyunu için çalışmalar hız kazanmıştı. Ancak görünüşe göre bu, sıradan bir satınalma hikayesi değil. İyi bir filmin senaryosu gibi, olaylar hızla gelişiyor ve biz izleyiciler olarak çılgınca bunu takip ediyoruz.
Geçtiğimiz günlerde, Krafton’un stüdyo üst yönetimini elinde tutan önemli üç ismi görevden alması, sıradan bir işten çıkarma değil, tam anlamıyla bir yönetim krizi havası taşıyor. Charlie Cleveland, Ted Gill ve Max McGuire’nın projeye daha fazla dahil olmalarını bekleyen Krafton, onlara kapıyı gösterdi! Bu durum, _“Hadi bakalım, hoşça kal!”_ diyerek departmandan çapraz atış yapmış gibidir. Ne kötü. Ve tabii, eski yöneticiler projeden ayrılmayı seçince, Krafton’un eli ayağı ve ayakkabısı kaymış gibi oldu.
Krafton’un yaptığı açıklamada, eski yöneticilerin projeyi terk etmesi, “sürekli yön değişikliklerine ve ciddi gecikmelere” yol açmış olarak suçlandı. Yani demem o ki, Subnautica’nın ikinci bölümü, tam anlamıyla bir *bücürük projeye* dönüşmüş durumda! 2024 yılına göz kırparken hala ortalarda görünmeyen oyunun gelecek yılın başlarında erken erişime açılması bekleniyor. Ama bu saatten sonra, çıkıp gülümsemek harika bir fikir! Yani gelegör beni Krafton!
Açıklamanın detayları, bölümler arasında kaybolmuş gibi duruyor. “Ne yazık ki, eski liderlik grubu kendilerine verilen sorumlulukları terk etti” gibi açıklamalar gelince de, hani belirli bir “Hollywood” duygusu belirmedi değil. O kadar laf salatasının arasında, Charlie Cleveland’ı doğrudan suçlamak da ne olur ki? Krafton’un doğrultusunda, Moonbraker’ın başarısızlığından sonra Cleveland’ın film projelerine yönelmekte olduğu iddia ediliyor. Bu olayları yatıştırmak yerine daha da ateşli hâle getirmek, işin biraz komedi yönü sanki.
İlk itiraftan saatler sonra, aniden ortaya çıkan Cleveland, tüm suçlamaları reddetti ve kahraman gibi savaşa çağırdı. Cleveland, Ted Gill ve Max McGuire ile birlikte Krafton’a dava açma planını duyurdu. İşte bu noktada, olayın gerçek daha da ilginç hâl alıyor. Tam açıklama kısmı tam olarak şöyleydi: “Krafton’a dava açtık ve tüm detayların kamuya açık olmasını istiyoruz çünkü herkesin tüm hikayeyi bilmeye hakkı var.” Gözlerimi silmeme gerek yok, çünkü bu hikaye tam anlamıyla bir dram filmi olmuş!
Krafton’un “prim” suçlamalarına verdiği cevap ise oldukça ilginç! Cleveland, olayın primle asla ilgili olmadığını savunarak, yönetim katında bu parayı saklamak istemediğini belirtmiş. Demek ki, büyük bir oyun stüdyosunun çevresinde dönen dolaplarda, kirli çamaşır birikimi de bir hayli fazla. Ve tabii, bu konuda bir mesaj vermek ister gibi: _“Tutku her şeydir!”_ diyerek sektördeki duruşunu ifade etti. Değişikliklerin yıllar içinde kaybolup gitmesi ve eski yönetimlerin hatası yüzünden bu noktaya gelinmesi, bizlere bir ders verdi.
Yani, ilerleyen günlerde bu konunun daha çok toz kaldırmaya devam edeceği kesin. İki taraf da kendi bakış açılarını savunacakken, siz özellikle hangi tarafı haklı görüyorsunuz? Bu durum, Hepimiz için ders değil midir? Yani son bir soruyla bitireceğim: “Havada uçan balonlar mı, yoksa yönetim krizleri mi daha eğlenceli?”