Live A Live: Nostaljik Tınıların Modern Yüzü

Live A Live; tam anlamıyla “nostalji yağıyor!” diye haykıran bir oyun. Geçtiğimiz yıl tozlu raflardan geri döndü, Switch için çıktı ve adeta yanına bir anti-aging krem almış gibi, kendine has yapısı ile karşımıza çıktı. Hani, bazen evdeki eski bir koltuk, yenilenmeden önceki hâlinden daha az yer kaplıyormuş gibi görünebilir, işte bu oyun o koltuk. Bir kez daha bizi etkisi altına almayı başardı, ama bu defa bir yeniden yapım değil, makyajlı haliyle. Tıpkı bir piyanist, Chopin eserini çalarken geçmişten gelen bir melodiyi modern bir dokunuşla sunmak gibi. Oyun severler, bu yeni versiyon sayesinde yeniden, ama biraz daha gençleşmiş bir oyun deneyimi yaşıyorlar.

Bir şey daha var; oyuncu grubu genişliyor, adeta bir sushi restoranındaki gibi, herkes kendi sushi parçasını kapmak için sırada! Ancak bu sefer, yapılacak birkaç değişiklik var. Kim bilir, belki de bu oyun, önümüzdeki yıl bir yemek kitabı gibi her an karşınıza çıkacak! Şimdi Square Enix tarafından yapılan bir duyuru ile, Live A Live’ın PS4 ve PS5 konsollarıyla birlikte PC’ye de geleceği müjdeleniyor. Ve en güzel haber; bunu beklemek için fazla uzun bir süre yok. 27 Nisan’da masaya oturuyoruz! Önümüzde 1 aydan kısa bir süre var; sabrımızın sınırları zorlanmadan, bu heyecana katılacağız.

Gelelim önemli bir noktaya; bu tarz oyunların daha geniş oyuncu gruplarıyla buluşması, gerçekten de sevinç verici bir gelişme. Bu ne demek oluyor? Düşünsenize; geçmişte sadece birkaç çılgın gamer bu oyunun peşindeyken, şimdi katılan yeni oyuncular ile birlikte aniden oluşan bir “Live A Live” fan kulübü var! Bazılarının gözünde düşman gibi görünen bosslar, belki de bu yeni oyuncular için sadece daha fazla deneyim kazanmaya yönelik birer öğretmen haline gelecek. Merak ediyorum, acaba bu yeni nesil oyuncular, eski oyuncuların taktiğini anlayabilecek mi, yoksa “Ben oyunu oynarken nerede takıldım?” diye çokça düşünecekler mi? İnanılmaz bir komedi potansiyeli taşıyor! Bakalım bu genişleyen daire ne kadar ilgi görecek?

Bu yeni dönemde, hem nostalji hem de yenilik arasında bir denge oturtmayı başaran Live A Live, bizlere eğlenceli dakikalar sunmaya devam edecek gibi görünüyor. Şu an düşünmeden edemiyorum; belki de bir gün, bu oyun da bir tiyatro oyunu haline dönüştürülecek, ve bizler orayı izlemeye gideceğiz. Korkmayın, ben de orada olacağım, ancak hemen ön sıralarda oturmayı garanti ettireceğim! Sonunda şu oyuncu dünyasında yerimizi bulmuş olacağız; hadi gelin, 27 Nisan’da oyun seansımıza başlamadan önce, hep birlikte kumanda elimize alalım ve oyun dünyasına dalarak bir süre daha bu eğlenceli seyahatimize devam edelim.