Bir ay sonunda beklenip de gelmeyen bir aşk gibi, Lost Soul Aside da oyunseverlerin gönlünde yer etmede oldukça zaman aldı. Yaklaşık olarak yıllardır o müjdeli haberi bekliyoruz ama bu ay sonunda nihayet göklerden indirilmiş bir hediyeyi açar gibi Lost Soul Aside‘ı oynama fırsatımız olacak. Öncesinde ise tabii ki oyunun içeriğini tanıtan bolca fragman ve şanlı duyurularla moraller hiç bozulmadı. Herkes bu oyunun kapılarını tüm gürültüsü ve neşesiyle açacağı günü iple çekiyor. Gregor Samsa gibi bir sabah uyanıp, “Ben bir oyunun içindeyim!” dediğimiz anı hayal ediyorum, pek komik!
Bu seferki fragman, oyunun en heyecan verici unsurlarından biri olan silahlar üzerine yoğunlaşmış. Her biri harika tasarımıyla, sanki bir hamur işi gibi göz alıcı. Karakterimiz kılıç, büyük kılıç, sırıklı kılıç ve tırpan ile adeta bir şef gibi düşmanlarını *hazırlamaya* hazır şekilde donanmış. Kılıçlardan çatal bıçak seti gibi, silahlar arasında hızlıca geçiş yaparken; bir yandan düşmanlarına acımasız saldırılar yapıyor, diğer yandan “Kardeşim, bir kılıç daha yok mu, burada bir kargaşa var!” diye haykırıyor. Fragmanda gördüğümüz gibi, bir silahla başlattığınız saldırıyı diğer bir silahla noktalamak çok mümkün. Düşmanlarınız tıpkı bir kebap şişi gibi, her yönüyle dönebilir hale geliyor. sonrası da sadece şimşek ve dökülen parçalardan ibaret. Bu bıçaklar sanki sadece bir şeyleri kesmek için var gibi değil, aynı zamanda rakiplerin düşmanı korkutmak için de oldukça kullanışlı!
Lost Soul Aside, 29 Ağustos’ta aramıza katılıyor ve işin içine sadece tarihi de değil, geleceği de katmayı vaat ediyor. Bu kadar uzun süre bekledikten sonra, bakın bakalım, çarpıcı görseller ve akıcı bir oyun mekanizması içinde kaybolacak mıyız? Yıllar süren bekleyişin ardından, izlediğimiz fragmanlarla mızrak gibi duygular arasında gidip geldiğimiz şüphesiz. O yüzden gözlerimizi dört açması gereken oyun severler, 29 Ağustos’ta, o bambaşka dünyaya ayak basmanın mutluluğunu yaşayacaklar. Umarım karşımıza çıkan oyun, yılların özlemine değecek cinsten olur. Yoksa bir daha bu kadar beklemek yine zor. Ve bu sefer bekleyişin ardından gelen hayal kırıklığı oyunun sonunu hazırlarsa, “Kendime yeni bir hobi bulayım, ne bileyim vaaz gibi!” diyerek sineye çekeceğiz.