Mafia: The Old Country ile Geçmişe Yolculuk!

Mafia serisinin yeni halkası Mafia: The Old Country, tam anlamıyla bir “köklere dönüş” macerasına kapı aralayacak. Bu oyun, bizleri 1900’ler Sicilyası’nın karanlık sokaklarına götürmekle kalmayıp, aynı zamanda serinin ilk oyunlarına benzer bir yapıda bizi karşılayacak. Yani, eğer bıkkınlık getiren açık dünyalı oyunları sevmiyor ve doğrusal hikaye anlatımını özlüyorsanız, sizi çok güzel bir sürpriz bekliyor. Hem de sadece bakkaldan aldığınız peyniri unutmamanız için liste yaparken değil, serinin ruhunu yaşatacak şekilde! Yani, önümüzdeki süreçte sadece pek çok düşmanı alt etmekle kalmayacak, aynı zamanda hikayenin tadını da çıkaracağız.

Umarım 1900’ler Sicilyası’nda kaybolacak kadar zaman yaratmak için çabalarınızı artırıyorsunuzdur! Zira Mafia 3‘teki açık dünya formülünün bırakılmasının sebepleri bir nebze daha netleşmiş gibi gözüküyor. Geliştiriciler, “çok güzel bir oyun yapacağız” derken açık dünya tekniğiyle karşılaştırıldığında biraz daha cüretkar olunmuş. Bunu ise Mafia: Definitive Edition ve diğer geri dönüşüm projelerinden alınıp serinin ruhunu yaşatmak çabası olarak tanımlıyorlar. İşte, burada oyuncu odaklı bakış açısı gerçekten de devreye giriyor; açık dünya pek çok hayal kırıklığına sebep olabilmişti, ama şimdi hikaye içerisine dalmak için birkaç saatimizi esirgememiz bekleniyor.

Haberin kaynağı IGN, Exclusive Hands-On Preview adı altında çeşitli içerikler sunarken, Hangar 13 ekibinin bu oyuna yaklaşımıyla ilgili bazı dikkat çekici noktaları paylaşmış durumda. Burada, ekibin başı olan Nick Baines’ın oyuncuların hikayeyi tamamlaması yönünde tekrar tekrar vurgu yaptığı belirtiliyor. Kısacası, “tamamlanmayan oyun” girizgahında ise Mafia 3’e bir gönderme yapmadan geçememişler. Zira, bu oyunu bir süre sonra bir kenara atan çok sayıda oyuncu vardı. Mümkünse bakkala girmeden önce bir kenara bırakmayı unuttukları gibi… Oyun oynarken sadece oyunun içindeki düşmanlarla değil, aynı zamanda itiraf edilmiş oyun mekaniklerinin kaybıyla da savaşmak zorunda kaldılar. Durum böyle olunca, elde edilen verilere göre Mafia 3’ün tamamlanma oranlarının çokça azaldığı gözlemlendi.

Oyun severler, açık dünya formülünden oldukça büyük beklentiler içindeydi. Ancak ne yazık ki bu beklentiler havada uçuşup gitti. Geliştirici ekip, oyuncuların ruhunu kaplayan hayal kırıklığını yavaş yavaş çözmeyi hedefleyerek, ilk oyunun yeniden yapılmasının önemli bir örnek teşkil ettiğini gördü. Herkesin beğenisini kazanmasını sağlayan bu tür geri dönüşler, serinin geleceğine dair umut verici bir pratik oluşturdu. Sonuç olarak, Hangar 13 bu tecrübelerden yararlanarak, Mafia: The Old Country için doğrusal bir anlatım biçimine yönelmekte karar kılmış. Biraz nostalji, biraz geçmişe dönüş, kim bilir belki biraz da “dede nasıl oynardı” ruhu katılmış belki de!

İşte bu nedenle, Mafia: The Old Country’yi beklemek, sabırlı kalmak ve o tarihi dokunun tadını çıkarmak için 8 Ağustos’u sabırsızlıkla bekliyoruz. Açık dünya ve doğrusal hikayenin baş döndürücü dansında, biz oyuncular, hatta belki biraz mafya takımı olarak bu oyunu ne kadar seveceğimizi bilmeyecek kadar meraklıyız! Herkese bir realiteyi hatırlatmak gerekirse, “Köklere dönüş” denildiğinde hemen kötü hatıralara kapılmayın! Şimdi, Mafia 3’ün ardından doğru, keyifli ve sürükleyici bir hikaye ile ihtiyacımız olan eğlenceyi bulacağımız günlere bir adım kaldı. O zamana kadar, heyecanla bekleyip, serinin tarihine ve kim bilir belki de geçmiş paramparça sürekliliğine doğru bir yolculuğa çıkmak için sabırsızlanıyoruz!