Martin Scorsese ve Marvel: Sinema Üzerine Tartışmalar

Martin Scorsese ve Marvel: Bir Sinema Mücadelesi

Ah, Martin Scorsese! İtalyan kökenli, Oscar ödüllü, sinema tarihinin en büyük ustalarından biri. Adamın filmi vizyona girmeden önce, herkes onun hakkında konuşmaya başlıyor. Ama ne oldu? Usta yönetmen bir gün, “Marvel filmleri sinema değil!” dedi ve Hollywood’un her köşesinde kıyamet koptu. Hani derler ya, “bir taşla iki kuş vurmak”; Scorsese, bir taşla bütün Hollywood’un kabuklarını çatlatmış gibi görünüyor. Şimdi herkes, bu konuda bir şeyler söylemek zorunda hissediyor kendini. Setlerdeki ışıkçılar bile bu konuda dedikodu yapıyordur, “Acaba Scorsese bu sefer de doğru mu söyledi?” diye.

Son olarak, Marvel Sinematik Evreni’nin yeşil dev Hulk’u Mark Ruffalo da bu tartışmaya katıldı. Hani o, Hulk gibi kükreyen bir oyuncu var ya, işte o! Ruffalo, Scorsese’nin eleştirilerine yanıt olarak, “Marvel filmlerinin duygusal derinliği var!” dedi. Sanki bu filmleri izlerken gözyaşları dökmek zorundayız. “İnsanları bu filmlere gerçekten çeken şey karakterlerin kalbi ve insanlığı,” diyerek, izleyiciyi avucunun içine almaya çalıştı. Sanki biz, Avengers: Endgame izlerken gözyaşları dökmemek için kendimizi tutabiliyor muyuz? Bunlar o kadar duygusal sahneler ki, bir anda gözlerimizdeki sulardan küçük bir göl oluşuyor!

Ruffalo, “Bu karakterlerin etraflarındaki dünyayla ilgilenmesi, onların mücadelelerini izlemek işte sinema bu!” dedi. Evet, bu karakterlerin mücadelelerini izlemek bir nebze eğlenceli ama bazen de kendinizi “Hulk olsam da bu filmlere bir yumruk atsam!” diye düşünürken buluyorsunuz. Tamam, belki de sinema sadece süper kahramanlardan ibaret değil, ama Ruffalo’nun bu sözleri bize bir şey hatırlatıyor: Yine de Marvel filmleri izlerken bir süreliğine gerçek dünyayı unutuyoruz.

• Kevin Feige, sessizliğini bozarak Scorsese’ye cevap verdi. “Ah, Scorsese, sen de bilirsin ki süper kahramanlar da sinema!” dedi. Yani demek istediği, “Biz de buradayız, biz de film yapıyoruz!”
• Disney CEO’su Bob Iger, Scorsese ve Coppola’ya yanıt vererek, “Sadece Marvel değil, herkesin film yapma hakkı var!” dedikten sonra, muhtemelen arka planda Disney müziği çalmaya başlamıştır.

Ruffalo gibi uzun yıllar MCU içinde görev almış bir oyuncunun bile bu kadar sinema sektörünün gidişatının farkında olması, aslında düşündürücü. Artık yeşil perde önünde bol aksiyon sahneleri olan filmler daha fazla ilgi çekiyor. Belki de insanlar, “Bir kahramanın hayatı nasıl geçer?” sorusunu sormak yerine, “Bir kahraman ne kadar çok düşmanla dövüşebilir?” sorusunu sormaya başladılar. Yani artık gişede en çok kazanan film, en çok patlayan efekt ile belirleniyor gibi görünüyor.

Yine de, umalım ki bu durum sinemanın güzelliklerini unutturmasın. Çünkü her ne kadar süper kahraman filmleri gişe rekorları kırsa da, hala kalpten gelen ve derinliği olan filmler çekiliyor. Öyle filmler var ki, izlerken gözyaşlarınızı tutmakta zorlanıyorsunuz. Umalım ki, gişede yeterli ilgiyi görmeyen bu filmler bir noktadan sonra durmaz, yoksa sürekli aynı senaryoları, aynı jenerik içerikleri görmek zorunda kalacağız. Sinema, sadece süper kahramanlardan ibaret değil! Unutmayın, bazen en büyük kahraman, sadece bir film izlerken gözyaşlarınızı tutabilmektir!