Master’s Pupil’den haberdar mıydınız? Benim gibi kaybolmuş bir uzaylıysanız, düne kadar benim gibi bilmezsiniz. Dünün sabahında Twitter’da gözümü şenlendiren bir şeyle karşılaştım. Geliştirici Pat Naoum, “İnsanlar, ‘elle boyanmış’ dediğimde gerçekten el ile mi boyandığını sanmamışlar,” diyerek yaptığı paylaşımda oyunun grafiklerinin nasıl ortaya çıktığını gözler önüne serdi. Elinizde bir dijital kalemle değil, tamamen sanatçı ruhunuzla gerçek fırçalarla çalışmanız gerektiğini düşünüyor olabilirsiniz. Ama elbette o koca 7 yılını bu oyunu yaratmaya adamış biri için bu sorular sırf bir ‘şaka’yla geçiştirilecek türden değil.
Pat Naoum’un durumu şöyle: “Dijital kalemle mi boyuyorsun?” “Hayır hayır hayır!” “iPad’le mi?” “Hayır hayır, tamamen elimle!” “Bu ne kadar sürdü?” “Yedi yıl!” Sıkı bir çalışma ve bir o kadar da ilhamla bu oyun ortaya çıkmış. Birkaç kelime, dev bir cevabı taşıyabilir mi? Demek istediğim, “Bu Oyunu Duydunuz Mu” köşesinde, dikkatimizden kaçmış ve gerçekten tanıtılmaya değer bu ilgi çekici projeleri konuşalım. Hadi, sosyalleşelim, toprağa oturalım ve oyun dünyasının yan köşelerinde dolanan bu parlak taşları birlikte keşfedelim.
The Master’s Pupil, bir bulmaca macera oyunu olmanın yanı sıra bizleri Claude Monet’nin eşsiz dünyasına davet ediyor. Evet, o ünlü Fransız ressam. Oyunun içinde, Monet’nin gözünden bakıyoruz ve onun görüşünü tehdit eden katarakt hastalığını geride bırakmaya çalışıyoruz. Hadi gelin, bu hastalığın getirdiği karmaşaya karşı çözüm üretirken, biz de onun ünlü sanat eserlerini tamamlamak için savaşalım. Haydi, biraz ciddileşelim; sonuçta bir ressamın ruhunu tehlikeye atıyoruz! Tabii ki, Monet’nin eşi Camille’nin kaybıyla boğuşurken, zihnimizde yankılanan hüzün, o eserlere ulaşmak için mücadele ettiğimizde artıracak. Gerçekten de güçlü bir hikaye ve ilginç bir mekanik ile dolu bir deneyim sunuyor.
Monet’nin, katarakt hastalığı yüzünden 1923 yılında iki kez ameliyat geçirdiğini biliyor muydunuz? Katartıkların göz beyazını nasıl sarı ve kırmızı tonlara dönüştürdüğünü düşününce, onun resim kültüründe yarattığı etkiyi anlamak daha kolay. Bu süreçte, Monet’nin yaptığı resimler genellikle kırmızı ve bu sıcak tonlarda olur, çünkü hastalar, bu tonları algılamakta daha kolaylık sağlıyorlar. Oyunun içerisinde de bu sanatsal yaklaşımın dipsiz derinliklerini gözlemlemek mümkün. Kısacası, Master’s Pupil, sadece bir oyun değil, aynı zamanda sanatı ve hayatı anlamamıza yardımcı olan bir yolculuk.
Ve işte bu ilginç oyun, tam bir hafta sonra, 28 Temmuz’da bizlerle buluşacak. Onunla geçireceğimiz saatler kesinlikle sıradan bir oyun oynamaktan daha fazlasını vadediyor. Gizemli ve derin bir ilişkiyi deneyimlemek istiyorsanız, o gün takvimlerinizi boş bırakmayı unutmayın!