Onimusha’nın Geri Dönüşü: Nostaljiyi Yaşatan Bir Remaster Deneyimi

Onimusha geri döndü! Nostalji rüzgarında kaybolmadan gel, sabun köpüğü gibi zaman yolculuğuna hazır ol!

admin

Serinin tüm oyunlarını oynamış ve orijinal olarak koleksiyonuna katmış yaklaşık 20 yıllık bir Onimusha hayranı olarak takvim yaprakları uçup gitse de ben hala bu seriyi içten bir sevgiyle hatırlıyorum. Bir zamanlar Onimusha’nın geri dönmeyeceğine inandım, tıpkı eski günlerdeki gibi soğuk ve karanlık bir zindanda kaybolmuş gibi hissediyordum. Ancak, *Way of the Sword*’un duyurusu beni adeta bayram ettirdi! Hatta o an, kendi kendime “Oh ah, Capcom bana bir doğum günü hediyesi vermiş!” dedim. Yeni oyunu beklerken, Capcom eski hayranların kalbinde umudu yeşertmek, yeni oyuncular da toplamak için Onimusha içeriklerini sosyal medya takvimime boca etmeye başladı. Hiç şikayetçi değilim; umarım daha fazla içerik çıkar! Netflix’teki anime serisi ve ilk oyunun remaster’ı geldi derken, ikinci oyunun da duyurulmasıyla sanki koca bir Onimusha karnavalına davet edildik. Ne güzel bir dünya!

Ön inceleme kodu sayesinde oyunun ilk saatlerini doya doya deneyimleme fırsatım oldu ve gözlerim *yağmurdan sonraki bir bahar sabahı gibi* parladı. İlk oyunun remaster’ını o kadar beğenmiştim ki, bu ikincisindeki gelişmeler yüreğime su serpti. Buradan Capcom’a selam ederim; beni mutlu etme konusunda kesinlikle cennetten bir elmas gibi parlıyorsunuz! Grafikleri o kadar güzel bir şekilde elden geçirmişler ki, tam olarak PS3 dönemine ait bir görsellik sunuyor. Arkadaşım, bir grafik bağımlısı olarak yanımda oturuyordu ve “Bu nasıl oyun!” derken, onun yüzündeki hayret ifadesini görmek paha biçilmezdi.

Bunu duyduğunuzda belki şok olacaksınız ama geçmişte maalesef İngilizce dublajla oynamak zorunda kalmıştım. O yüzden artık “Ooo, hoş geldin orijinal Japonca dublaj! İkimiz bu oyunda yola koyulmaya hazırız” demek beni mutlu etti. Oyun atmosferinin bu detaylarla ne kadar güçlendiğini anlayabiliyorsunuz. Hem de tank kontrollerle uğraşmak zorunda kalmadan, modern analog yönlendirmeyle oynamak kesinlikle ayrı bir keyif. “Hayır, ben eski tadımda kalacağım!” diyorsanız, yani tank kontrolleri ile nostalji yapmak istiyorsanız, merak etmeyin, o seçeneğiniz de var! Ayrıca, klasik kayıt sistemi her zaman olduğu gibi mevcut ama bunun yanında bir de otomatik kayıt sistemi eklenmiş ki, bu da günümüz teknolojisinin nimetlerinden biri değil mi? Düşünsenize, takıldığınız bir ekranın koridorlarında kaybolmak yerine, bir düğmeye basarak ‘bekle benim genç dostum!’ diyebilmek!

Oyun bittiğinde açılan mini oyunlar – ki bunlar benim belleğimde yer etmiş sürpriz katları – Gallery modunda sizi bekliyor. Bazılarının varlığını bile unutmuşum! Yani Capcom, beni sürekli mutlu etme konusunda cidden karnaval yapmış gibi! Galeride o kadar çok şey var ki, şimdi onları burada sıralamamı istemezsiniz herhalde; çünkü bazı sürprizleri saklayarak yine de zevkle oynamak daha keyifli. Evet, geliştirmelerden bahsediyoruz ama işin özü şu ki, Capcom’un geçmişte yarattığı kalite asla unutulamaz. Bu oyunlar, nostaljinin keyfini aynı şekilde yaşatıyor; eski tadı kaybetmemişiz. Üzerine yapılan geliştirmelerle birlikte tadından yenmez bir hale gelmiş durumda.

Sonuç olarak, benim için bu yıl en çok keyif alacağım oyunlardan biri olacağı kesin. Üçüncü oyun ve *Dawn of Dreams*’in de remaster’larını dört gözle bekliyorum, ama tabii ki aynı kalitede olmak şartıyla! Her oyun yeni bir heyecan, yeni bir macera demek, değil mi? O yüzden, hadi bakalım Capcom, sıradaki oyun için gözlerimizi dört açarak bekliyoruz!

İlgili Gönderiler

Exit mobile version