Oyun Alım Alışkanlıkları: Ekonomik Koşullar ve Oyunseverlerin Tercihleri

Oyun alım alışkanlıkları? Ekonomik koşullar mı, yoksa oyunseverlerin neleri seçtiği mi? Paranın yetersiz kalacağı bu keyifli keşifle gelin gülümseyelim!

admin

Bugünlerde oyun dünyası öyle bir hal aldı ki, çıkmayan oyun kalmamış gibi! Takip etmek neredeyse bir grup memurun yıllık rapor hazırlama stresine dönüşmüş durumda. Her sene binlerce, hatta onbinlerce yeni oyun piyasaya sürülürken, bu da bize bir soruyu zorla sorduruyor: “Bu oyunlardan hangileri gerçekten oynanmayı hak ediyor?” Sorunun kalbinde tabii ki kişilerin satın alım alışkanlıkları yatıyor. Görünen o ki, insanların kıymetli zamanlarının yanı sıra paralarını da sadece birkaç oyun alarak harcadığı bir gerçeği var. ABD’deki veriler bunu net bir şekilde gözler önüne seriyor! İşte Circana’nın yaptığı araştırmalar da bu durumu oldukça komik bir şekilde açıklıyor.

Yapılan anket sonuçlarına göre, katılımcıların üçte biri “Hiç oyun almıyorum” diye cevap vermiş. Bu, bazı oyuncuların oyunlar için harcama yapmak yerine, belki de evdeki köpek balıklarını beslemeyi tercih ettiğini düşündürüyor! Sadece %4’lük bir kesim, ayda birden fazla oyun satın almayı başarmış. Yani, yılın geri kalan kısmında sanırım evde hangi oyunu oynayacaklarını düşünüyorlar. Ayda bir oyun alanların oranı %10, yılda bir oyun satın alanların oranı ise %12 olarak görünüyor. Para harcamak konusunda tutumlu olan bu kitle, sanırım yeni oyun almayı bir spor veya hobi olmaktan çok, bir maliyet hesabı olarak görmeye eğilimli.

Circana’nın oyun araştırmaları başkanı Mat Piscatella’nın “Ücretli oyun alanında işleri özellikle fiyatla çok da ilgilenmeyen hiper meraklı oyuncular döndürüyor” ifadesi, bu kitlenin sadece birkaç heyecan verici oyunla yetindiğini özetliyor. Yani demek istediği, fazlaca meraklı olan oyuncuların dışında herkes oldukça dikkatli harcama yapıyor! Oyun pazarının karmaşası, bu hipermarket gibisi oyuncu gruplarının içinde kaybolmasına neden oluyor. Mobil oyunlara yönelenler ayrı bir kulvarda, konsol ve bilgisayar oyuncuları başka bir yol izliyor. Ücretsiz oyunların peşinde koşan bir grup varken, ücretli oyunların ve aylık aboneliklerin cazibesine kapılan başka bir kitle de var. Burada işin içine ekonomik koşullar ve diğer faktörler de girince, alışveriş tercihleri hızla değişebiliyor. İşte tam da bu noktada, “Ben oyun alacak parası bulurum” diyenlerin sayısı oldukça az! Onu geçtim, bu azınlık bile sosyal medyada yapılan “Oyun almaktan vazgeçtim!” başlıklı paylaşımlarla duyuruyor kendini.

Oyun geliştiricileri de haliyle bu durumu gözlemliyor. Yetenekli illustratörlerin tablolara kadar çizdiği oyun tasarımları ve arka planda gelişen oyun senaryoları, bir noktadan sonra onların işini belirli bir riske sokuyor. Yine de bağımsız geliştiriciler açısından bu durum, gerçekten büyük bir risk alanı oluşturuyor. Özellikle, zorlu ekonomik koşullar altındaki oyunseverler, seçim yaparken ya cebini ya da ruhunu riske atmak zorunda kalıyor. Yani, bu şartlar altında “oyun satın alma” etkinliği aslında bir satranç oyunu gibi diplomatik bir süreç haline geliyor.

Peki, bu çerçevede düşündüğümüzde, eğer Türkiye için benzer bir çalışma yapılacak olursa, ortaya nasıl bir tablo çıkar? Burada muhtemelen, sadece PlayStation veya Xbox’a ait olmayan evrensel bir bağlamda meraklı gözlerle bekleyen bir grup oyuncu çıkacak! Tüm bunları düşününce, acaba bazı oyuncular, en son ne zaman bir oyun satın aldı? Yorumlarınızı bekliyoruz sevgili Oyungezerler, sizin fikirlerinize ihtiyacımız var! Bu vesileyle belki de “Oyunculukta tasarruf” adlı yeni bir akım başlatabiliriz!

İlgili Gönderiler

Exit mobile version