Günümüz oyun sektöründe, *tamamen çakma* içeriklerle dolu bir ortamda yaşamak gerçekten sinir bozucu! Bir zamanlar, popüler oyunların “benzerleri” olarak adlandırılan ürünlerin piyasada önümüze çıkması gayet normal karşılanırken, artık bu durum bir absürtlüğe dönüşmüş durumda. Oyun gibi görünümden bile yoksun olan ve adeta bir şaka kıvamında olan bu yapımların nasıl satışa sunulduğunu görebilmek için bir astronot gibi uzaya fırlamak gerek! Yoksa bu kadar duruma karşı bir şeylerin yapılmasını beklemek, ineklerin uçuşmasını beklemekle eşdeğer değil mi?
Özellikle son zamanlarda, çakma oyunların dijital raflarda yer alması, adeta bir komedi filmi senaryosuna dönüşüyor. Bakıyorsunuz ki, koskoca firmalar bu tarzdaki ürünlerin satışına onay veriyor. Gözlerinize inanamıyorsunuz! “Acaba pişmanlık mı yaşıyorlar?”, “Oyun Sever By: Geliştirici Hatalı!” gibi sloganlar atılacak kadar komik durumlarla karşı karşıyayız. Gerçekten de, bu kadar açığa çıkan sahte oyunlarla ilgili soru sormadan edemiyorum: “Sony, bu duruma niçin bu kadar geç kaldı?” Yoksa digital satış kanallarındaki filtreleme sistemine bir bardak su mu dökünmüşler? Tıpkı çaydanlıkta kaynayan su gibi kaynamışlar mı?!
Bazı oyuncular bu sahte ürünleri kaçırmadan satın alırken, başkaları ise kendi gözleriyle gördükleri bu garipliklerin gerçek birer oyun olduğunu düşünerek vazgeçiyorlar. Hatta bazen sanki “Yine benzer bir oyun geliyor, bu sefer bakalım ne kadar çorba çıkacak!” diyerek bekliyorlar. Elbette ki, bu kötü kopya oyunlar sadece oyunculara değil, aynı zamanda orijinal oyun geliştiricilerine de ciddi zararlar veriyor. Bu dolandırıcılık çetesi, hem oyuncuları hem de adı sanı bilinmeyen bağımsız geliştiricileri hedef alarak, piyasada o kadar yer kaplıyorlar ki, baskın küçücük balıkları alt etmesi gibi bir hal alıyor.
Oysa bağımsız oyunlar, yaratıcılıkları ve orijinallikleriyle bizlere yeni bir dünyaya kapı açabilir. Ama işte, sanki bu bölgedeki tüm ışıkları söndürme görevini bu sahte oyunlar üstlenmiş gibi görünüyor. Sony’nin en azından bu konuda bir adım atarak, “çakma oyunları” markette sıradan bir şaka gibi bıraktığını görmek umut verici. Hatta, RandomSpin gibi geliştirici (?) firmalara kapı dışarı ilişkilerimiz umarım daha sıkı bir yere varacak. “Bu kadar uzaktan bakmak, insanı bunaltıyor!” demeden, diğer firmaların da benzer adımları atmasını dört gözle bekliyoruz.
Özetle, her ne kadar bu absürt durumu gülerek takılmaya çalışsak da, oyun sektöründe kötü kopyaların varlığına karşı bir dur demenin zamanı geldi. Bir an önce sahte oyunlarla mücadele etmektense, bizleri sağlıklı ve eğlenceli oyunlarla buluştursalar, o zaman daha çok gülmeye başlamayın mı? Ancak, şunu unutmamalıyız ki; eğlencenin asıl kaynağının akıllıca tasarlanmış özgün oyunlar olduğu farkına varılmazsa, her geçen gün daha fazla “Dolaşan Yüzsüz Oyunlar” ile karşılaşabiliriz!