Oyun Fiyatlarında Fırtına: Cüzdanlarımız İçin Artık Nefes Alma Zamanı mı?

Ülkemizin ekonomik şartları, hepimizi etkisi altına almış durumda; açıklarken sanki ekonomi uzmanı gibi görünmek gerekse de, aslında hepimiz bu durumun birer kurbanıyız! Oyun tutkunları olarak son 2-3 yıldır cüzdanımızı açarken kalbimizde bir parça acı hissediyoruz, hani o “Kurtuluş yok, kurtuluş yok!” dansına benzer bir durum. Bir taraftan donanım almak imkânsız, bir taraftan yazılım fiyatları roketle fırlıyor. Bugünkü tablo da hiç iç açıcı değil! Hani yıldızlar arasında bir yolculuğa çıksaydık, belki uzayda fiyatların düşeceğini bulurduk, ama şimdi bu gidişle uzay yolculuğu yapmamıza gerek bile kalmayacak gibi görünüyor!

Dün itibarıyla CD Projekt Red de sınıf atladı ve Steam üzerinde The Witcher 3’ün fiyatı 250 TL oldu! Hani sevdiğimiz, ardında efsane hikâyeler bırakan bu karakterlerin hepsi fiyat artışlarının arka planda birer komplo teoristi gibi gizli toplantılar yapıyorlar, belli! Cyberpunk 2077 ise 500 TL bandına ulaşarak, adeta “Devasa fiyatlar rüyası”nda yeni bir seviye atladı. Konsol oyunları ve PC fiyatları yavaş yavaş eşitlendi de, acaba artık yerel bakkaldan domates almaya çıkarken oyun almak için de aynı ıstırabı mı çekeceğiz? Hayır, hayır, daha fazla dertlenmeyelim, belki Gulyabani bile bunun karşısında “Ne bu kardeşim, neden bu kadar yüksek?” diye bağırıyordur!

Önümüzdeki günlerde Paradox’un yeni fiyat politikalarıyla birlikte belki de tüm oyun dünyasında yeni ve daha yüksek zirvelere ulaşacağız. Her geçen gün oyun almak sanki collectable bir kart oyunu gibi bir hale geliyor; ne zaman doğru kartı çekip doğru zamanda alım yapabileceğiz, merak konusu. Umarım en azından kısa vadede bu çılgın fiyat artışlarına karşı koyabilecek bir süper kahraman gelir de, cüzdanlarımızdan bu kadar fazla erimeden kurtulabiliriz. Korkarım ki yarından itibaren bu fiyatlar bir nebze daha artmazsa, her türlü nostaljik oyun sever olarak bizler için oyun almak tam anlamıyla bir gladiyatör dövüşüne dönecek!

Sonuç olarak, umarım bu tablo inşallah bir gün değişir ve biz de tekrar rahat bir nefes alabiliriz. Ama açıkçası, Türkiye için “düşük fiyat politikası” uygulayan firmaların sayısı da oldukça azaldı. Yani bize her zaman kesenin ağzını açmak kalıyor. O yüzden gönlümden geçen o duyguyu bir kez daha vurgulamak istiyorum: En kısa sürede bu “mucize” gerçekleşsin ki, hüzünle dolmuş kalplerimizi ve cüzdanlarımızı tekrar mutlu edebilelim!