Oyun Oynamanın Lüks Haline Gelmesi: Türkiye’deki Fiyat Artışları ve Zorluklar

Günümüz Türkiye’sinde, bir tane ağabeyin cüzdanında bir paralar dönüyor, bir sürü fatura çıkıyor, bir de zamlar ekleniyor. Gerçekten, bir bakarsınız ki oyun oynamak tam anlamıyla zengin işi olmaya başladı. İlk önce bir gelir kaynağı yaratarak Game Pass gibi bir platforma abone oluyorsunuz, onun ardından bir bakıyorsunuz ki oyunun tadı kaçmış. Sonunda $%&# fiyatları yüzünden oynamak istediğiniz oyunun yerine bakkaldan bir ekmek alabiliyorsunuz. Neyse ki, oyun oynamak istediğimiz birçok platform için şu anda sadece bir telefon kadar uzağımızda, ama o telefonun fiyatı da tıpkı *Game Pass* gibi uçmuş durumda!

Ve şimdi karşımıza çıkan yeni fiyatlar gerçekten insaf sınırlarını zorluyor. Artık 1 aylık PC aboneliği için 159 TL vermek zorundayız. Ah şu kredi kartı faizleri, nedir şu durum? Tam olarak neye hizmet ettiğini anlayamıyorum. Hadi, bir de Ultimate aboneliği var, o da bize 209 TL olarak yansıyor. Son birkaç ay içinde oyun konusunda yaşanan bu şok edici fiyat artışları, sanki koşmadan koşan bir maratoncunun spagetti yediği anı andırıyor: “Nasıl olur böyle bir şey?” diye düşünmekten kendimizi alıkoyamıyoruz. İki ay önce ise PC abonelik ücreti 80 TL, Ultimate abonelik ücreti de 121 TL’ye çıkmıştı. Bir fiyatı yükseltirken, diğerini tavan yapıyorlar sanki. Oyun gelişiyor ama bizim cüzdanımız zaten zayıf, düşer mi? Düşmeyecek gibi görünüyor!

Yani, görünüşe göre bu zamlar asla durmak bilmiyor. Oyun severler birer birer umutsuzluğa kapılıyor. Kendi kendimize şöyle soruyoruz: “Acaba zengin olmadığımız için mi bu kadar zorlanıyoruz?” Hani biraz eğlenceli olamaz mıydı bu süreç? En azından Maslow’un ihtiyacın piramidinin zirvesinde oyun oynama fırsatı var dememiz gerekiyordu ama bir bakmışsınız, o da dolmuş.

Şimdi tüm bunlar yaşanırken, PS Plus, Steam ve Game Pass gibi platformların çarpıklığı artık bir yana bırakılmıyor. Oyun oynamak, bir zamanlar herkesin basit bir keyfi iken bugün bir lükse dönüşmüş durumdaki. Artık oyun oynama hayalini ya bir servet kazanarak ya da cüzdanımızda paranın çok olmasıyla gerçekleştirebileceğiz gibi gözüküyor. Hadi ama! Biraz adalet beklemiyor muyuz? Hayallerimizin peşinde koşarken, cebimizden çıkan paralar yüzünden cayır cayır ter dökmek istemiyoruz. Mümkünse bu kısırdöngüden bir an evvel kurtulalım, yoksa çok geç kalmış olacağız!