Bir oyunu değerlendirirken yapılan en büyük hata, bir puanın ardına sığdırılabilecek her türlü olayı göz ardı etmektir. Oyungezer ekibi olarak biz bu hatayı yapmadık; aksine, oyuna bakış açımızı tazelemek adına daha dinamik bir puanlama sistemine geçiş yaptık. Hemen işin içine %100 bilimsel formüller, matematiksel hesaplamalar falan sokmadık, ama kesinlikle daha iyi bir sistem için adımlar attık. Sıfırdan yıkıp yeniden inşa eder gibi, puanlama sistemimiz yeni bir yüz kazandı. Artık sadece 0-10 arası puanlar vermiyoruz; arada bir de “0.5” puanlama kullanacağız. Evet, o yarım puan! Hayatınızda ne kadar değerli bir şey olduğunu bilmediğiniz bu “yarım”lar, oyunun kalitesini anlamanızda size bir harita çizecek. En azından bir bilge gibi görünmenize yol açacak.
Şimdi gelelim asıl meseleye: 10 puan alan oyunlar. Evet, bu puana sahip oyunların mükemmel olduğu iddiasında değiliz ama sektörün sarsılmasına neden olan başyapıtlar olduğu kesin. Bu tür oyunları oynarken, “Vay be, böyle bir şey yapılabilirmiş!” diye düşüneceğinizden emin olabilirsiniz. Listeye göz atarken örnekleri es geçmeyin: Baldur’s Gate 3, Red Dead Redemption 2 gibi oyunlar kesinlikle yıllar geçse de unutulmayacak başyapıtlardır. Eğer bu oyunları oynamadıysanız, şimdi bir şeyi sorgulayabilirsiniz: Gerçekten oyuncu musunuz?
Bir sonraki aşamamızda 9 puan var. Burada resmen “Mükemmelliğe yürüyen yol” var! Belli ki bu oyunlar kalplerimize dokunan, oyun dünyasında iz bırakan türden. Bu oyunlarla geçirdiğiniz dakikaların ardından, aklınızda bir “Neden daha fazla oyun oynamıyorum?” sorusu oluşabilir. Mesela Resident Evil 4, Cyberpunk 2077: Phantom Liberty gibi oyunlar, “Yılın Oyunları” listelerinin vazgeçilmezleri arasında yer almakta. Eğer bu oyunları önermiyorsanız, yalnızca grafik değil bu işin manevi boyutunu da sorgulamalısınız. Neden derseniz, oynamadığınız için muhtemelen kalp krizi geçirmeniz an meselesi.
Ve ardından gelir 8 puan, yani tanıdık ama bir o kadar da gizemli! Bu puan, türün bağımlısı olmasanız bile denemenizi tavsiye ettiğimiz oyunlar için. Shadow Gambit: The Cursed Crew, Marvel’s Spider-Man, Total War: Warhammer III gibi oyunlar, gerçekten keyif aldığınız anlar sağlayabilir. Herkesin tecrübe etmesi gereken bir şey olduğunu düşünüyorum; yoksa bir aile toplantısında bu oyunlardan bahsederken soğuk rüzgarlar estirebilirsiniz!
Daha ileride ise 7 puanlık bölge var. İşte burada belirgin bir çatlak oluşmaya başlıyor; oyun güzel ama azıcık sorunları var. Çoğu oyuncu bu tür oyunları yine de oynamak isteyebilir, ama bazıları burun kıvıracak. Fire Emblem: Engage, Greedfall gibi oyunların, arka planda “güzel bir keşif” heyecanı barındırdığı kesin. Yani, bu oyunları oynamadan önce bir kahve almayı unutmayın; aksi takdirde ekrandaki sorunlarla boğuşurken kahve molasına ihtiyaç duyabilirsiniz.
Devam ediyoruz ve 6 puan düzeyine geliyoruz. Burada “Eh işte, fena değil” cümlelerine sıkça rastlanabilir. Redfall, Warcraft III: Reforged gibi oyunlar, her ne kadar yüzeysel bir zevk sunsa da, derinlemesine bakıldığında eksikliklerini belirgin bir şekilde ortaya koyuyor. Bu tür oyunları oynarken, “Neden oynamışım ki?” diye düşünebilirsiniz ki hiç de haksız sayılmazsınız.
Bakalım şimdi 5 puan nedir? Sıradan bir oyun, oynamadığınızda başınıza şakalanan bir sorumluluk yok. Ama oynarsanız, bitirdikten sonra “Arkadaşım, bu oyunu denemek için kesinlikle zaman harcadım” diye düşünebilirsiniz. İşte bu oyunlar sizin oynamanıza gerek kalmadan göz ardı edilebilecek türden! Örnek olarak Gord, Forspoken’ı verebiliriz. Bu oyunların ardında yatan potansiyeli keşfetmeye çalıştığımızda buna benzer bir durumla karşılaşabiliriz.
Ardından 4 puanlık bir bölgeye geliyoruz. Burada, birkaç iyi fikre sahip olmasına rağmen birçok sorunun cirit attığını söyleyebiliriz. Dungeons & Dragons: Dark Alliance, Godfall gibi oyunlar, ilgi çekici ama bir o kadar da sorunlu ürünler olarak dikkat çekiyor. Yani bu oyunlarla vakit geçirirken kendinizi oldukça çaresiz hissedebilirsiniz. My friend, bence bu tür oyunlara odaklanmak yerine başka bir aktivite bulmalısınız!
3 puan alan oyunlar ise adeta zaman kaybı ile özdeşleşiyor. Bu puanı almaya hak kazananlar, çoğu zaman kağıt üzerinde harika görünüyor ama oynadığınızda bir hüsran olduğunu anlamak için oyun konsolunuza çok yaklaşmanıza gerek yok! Hello Neighbor ve The Elder Scrolls: Blades gibi oyunlar, tam anlamıyla hayal kırıklığı yaratıyor; bu tür oyunları almadan önce iyi düşünmelisiniz!
Son olarak, 2 ve 1 puan alan oyunlar var. Benim aklımda şöyle bir soru var: Bu oyunları kim tasarladı? Ortada oyun olarak nitelendirilebilecek bir şey var ama ne yazık ki kimseye hitap etmiyor. Örneğin, Anime Standing ve Pizza Connection 3 gibi oyunları gördüğünüzde, zaman kazıklanıyor gibi hissedebilirsiniz. Hatta olası bir “Sakın oynamayın!” uyarısı bile bunun yanında cılız kalır. Ve son olarak, Rambo: The Video Game gibi bir yapımla karşılaştığınızda sadece “Böyle bir oyun olmamalı” demekten geçemiyoruz. Gerçekten, oyunun felsefi boyutlarını düşündüğümüzde karşılaştığımız şey sadece trajedi!