Son zamanlarda yaşadığımız pandemi süreci, sanki bir korku filmi senaryosunun ortasında kalmışız gibi hissettiriyor. Sinema salonları kapandı, futbol stadyumları boş kaldı ve evlerimizin dört duvarı adeta birer hapishane gibi oldu. Tüm bu yaşananlar, sinema ve spor endüstrilerini derinden sarstı. Hani derler ya, “Kötü şans bir yere kadar!” işte o kötü şans, tüm dünyayı etkisi altına almış durumda. Ama bir yandan da, bu karanlık dönem belki de bazı şeylerin yeniden şekillenmesine neden olacak. Sinemalar, bir yandan kapanma noktasına gelirken, diğer yandan yayın servisleri bu krizi fırsata çevirmek için sıraya girdi.
Disney, bu durumun farkına varan ilk büyük oyunculardan biri oldu. Elinde tuttuğu Mulan filmi ile adeta bombayı patlattı. Sinema salonlarına girmeden, doğrudan Disney+ üzerinden izleyicilere ulaşacak. Ancak, bu filme erişmek için sadece Disney+ abonesi olmanız yetmiyor; ilave olarak 30$ ödemeniz gerekiyor. Yani, her şey dahil bir bilet almak yerine, “Biletin yanına bir de sosisli al, yoksa aç kalırsın!” kampanyası gibi bir şey bu. Tabii ki bu durum, sosyal medyada büyük bir tepkiyle karşılandı. Herkesin cebinden çıkan paranın bu kadar yüksek olması, izleyicileri düşündürmeden edemiyor.
4 Eylül’de yayınlanacak olan Mulan, belki de sinema tarihine geçecek bir olayın başlangıcı olacak. Eğer Disney, bu filmden beklediği geri dönüşleri alırsa, sıradaki bombası MCU evreninden Black Widow gibi başka filmleri de aynı yöntemi kullanarak yayınlamak olabilir. Yani, “Sinemalar kapalı, ama biz buradayız!” mesajı vermek istiyor. Zaten, streaming servisleri, özgün dizileri ile büyük bir kitleyi toplamış durumda. Belli ki, sinema endüstrisi yeni bir döneme girmeye hazırlanıyor.
- Russo Kardeşler, Netflix için yeni bir film yapıyor. Çocuklar, bu sefer evde oturmak zorunda kalmayacak!
- Yeni Mulan filminin ilk yorumları Twitter’a düştü. Hatta bazıları, “Neden 30$ vermek zorundayız? Şu an cebimde sadece 5 lira var!” şeklinde yorumlar yapıyor.
Bir diğer büyük rakip olan Warner Kardeşler, HBO Max üzerinden benzer bir strateji uygulayabilir. Zaten herkesin merakla beklediği Justice League: Snyder Cut, bu platformdan yayınlanacak. Demek oluyor ki, sinemalar bir süreliğine kapılarını kapatacak, ama internet üzerinden film izleme devri açılacak. “Film izlemek için sinemaya gitmek mi? Neden? O zaman pijamalarımı giymem gerekmiyor mu?” diyen bir nesil geliyor gibi.
Bu yeni akım, sinemanın geleceğini nasıl etkileyecek, bunu hep birlikte göreceğiz. Belki de önümüzdeki yıllarda, “Sinemaya gitmek” yerine, “Evde film izlemek” demek daha popüler hale gelecek. Sinemalar bu durumda nasıl ayakta kalacak, işte bu da ayrı bir komedi unsuru. Kısacası, sinema dünyası ve yayın platformları arasında bir savaş başlıyor ve bizler bu savaşın izleyicileri olarak, popcornlarımızla birlikte sahnede yerimizi alıyoruz. Kim bilir, belki de gelecekteki sinema deneyimlerimiz, evde otururken harika bir film izlemekten daha eğlenceli hale gelecek!