Pandemi süreci, aslında insanoğlunun hikayesinde bir duraksama değil, tam aksine bir “tıkanma” dönemidir. Hani, bir şeyin tıkanınca ne kadar zorla yıkıldığını hatırlarsınız ya, işte tam olarak o! Tuvalet kağıdı savaşları ve bakkallardaki kıtlık ile başlayan bu karmaşa, gazete ve televizyonlarda hemen hemen eşzamanlı olarak paçavralara dönüşünce, insanlık olarak bir kriz içine girmiş olduk. Ama tüm bunların üzerine gelen Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, sanırım bu “nadir görülen” duraksama dönemimizin en trajikomik olaylarından biri oldu. Kısacası, bizler bir yandan tuvalet kağıdı kapma derdine düşmüşken, diğer yandan mahalledeki komşularla “kim COVID kapar?” yarışına girmiş olduk. Bu, tam bir karambol!
Pandemi, kendi başına bir krizin kapılarını aralarken, ekonomik kriz de her yeri sarmaya başladı. Oyun dünyası gibi eğlence endüstrisine özel bir parantez açacak olursak -ki hem işin içinde eğlence var hem de ceplere düşen gülümseme sayısı azaldı- birçok sektörde olduğu gibi burada da etkilerini hissettik. Bir bakarsınız, pandemiden önce 30 lira olan bir video oyunu, şu an 300 liraya fırlamış! Yani, krizin etkisi her kesimden oyuncuya “sizi unutmadık” dedi. Üstelik bu tehlikeli sularda boğulmuş gibi görünüyoruz, çünkü sektör içerisinde “yeni çağ” dedikleri bir şey de beliriyor. İşte bu yeni çağın en önemli aktörlerinden biri olan Microsoft, sağdan soldan büyük üreticileri kapmaya başladı. Sanki markette indirim var da herkes alışverişe çıkmış gibi! Oyun dünyasındaki bu tedirginlik ise, toplumun başka alanlarına da yansımış durumda. Dikkat edin, sokakta yürürken bile insanların gözleri “kim kiminle el sıkıştı” kıvamında süzüyor. Şirketlerden gelen açıklamalar, gazetelerde baklava dilimi gibi sıralanırken bir ilginçlik daha ortaya çıktı: Ubisoft, hemen “Satılık değiliz!” diye bağırmaya başladı. Yani demek istediği, “Bize bulaşmayın, biz kendi işimizi kendimiz görüyoruz!”
- Yves Guillemot, Ubisoft’un bağımsız kalacağını vurguladı, ama içten içe “bize bulaşma” diyor gibi de hissettik.
Diğer bir yandan, Rockstar ve 2K’nin ana markası olan Take-Two Interactive‘den de bir ses geldi. IGN’e konuşan CEO Strauss Zelnick, tam olarak bir yüksek sesle bağımsız kalacaklarının altını çizdi. Ama bu “şimdilik” ifadesi, akla sadece bir “amaç, ama işte” muhabbetini getiriyor. “Şimdilik bağımsızız, ama eğer iyi bir teklif gelirse neden olmasın?” havası hissediliyor. Tabii ki, Take-Two’nun bu dalgalara ne kadar karşı koyabileceğini kestirmek oldukça güç. Ama görünüşe göre, stüdyo bir süre daha kendi bağımsız yolunda devam edecek. Yani, biz oyuncular sıkı bir şekilde izlemeye devam edeceğiz; çünkü bu yolculukta “öyle ya da böyle” başka maceralar hep çilekli pasta misali bizleri bekliyor!