Şimdi gelin, pek merak ettiğimiz ve sabırsızlıkla beklediğimiz indie oyunlar dünyasına biraz göz atalım. Bu oyunlar, aramıza yeni katılacak tatlı kaçamaklar gibi duruyor. Bu kez ışıklar altında parlayan ve okurken gülümseyeceğiniz beş ilginç başlığa dalıyoruz. Bekle, ne dedik? Beş başlık mı? Tabi ki sadece beş değil, eğlencenin dibine kadar gidebiliriz! Hadi o zaman başlayalım, belki de bu sırada şarkı bile tuttururuz.
Ölüm’ün Kızı Olmak Kolay mı? Hah, işte burada hikayemiz başlıyor! Göz alıcı Tim Burton tarzı grafiklerine ve siyah beyaz estetiğine sahip PRIM, bizlere sevimliliğin dibi düşmüş bir oyun sunmayı vaat ediyor. Burada prim adındaki genç kız ile babası, Ölüm Meleği Thanatos arasında geçiyor hikaye. Prim’in her gece gördüğü rüyada bir çocuk yardım istemekte ve bizim meşhur kahramanımız, babasının koyduğu yasaklara meydan okuma konusunda son derece kararlı. Düşünsenize, herkesin başına dert olan “Babanın dediğini yapma” komedisi bu sefer cennetten bir evlat hikayesine dönüşüyor! Acaba bu genç kız, ölümcül yasakların ardında ne gibi sırlar gizli olduğunu keşfedebilecek mi? Belki de varoluş teorileri üzerine bir felsefe dersi alması gerekecek!
Öğretmenden Geliştirici Olur mu? Yani ne diyelim, öğretmenlik mesleğinin getirdiği sabır ve metodoloji, insanı süper kahraman yapabiliyor! Almanya’da Felsefe ve İngilizce öğretmenliği yapan Jonas Finch, boş zamanlarında PRIM’i geliştirmeye koyulmuş. O da ne! Başlangıçta, Day of the Tentacle ile bir adventure aşkı başlamış ve Bradley Walsh’ın havalı öğretmenler gibi “ben de benzer bir oyun yapmalıyım” diye yanıp tutuşmaya başlamış. Evet dostlar, bu oyunun babası bir öğretmen! Demek ki öğretmenlere karşı olan önyargılarımızı kaldırmamız gerekiyor. Kim bilir, belki de o su şişesiyle şimdiye kadar zombi avcılığı yapıyordur!
Tim Burton Mı O? Oyun grafikleri, Tim Burton’ın elinden çıkmış gibi duruyor, bu da doğal olarak akıllara şu soruyu getiriyor: “Acaba Tim Burton bu oyunda bir cameo mu yapacak?” Oyunun atmosferi, Monkey Island gibi klasiklerden ve Yunan mitolojisinden ilham alıyor. Grafikleri görür görmez içinde Tim Burton olduğunu anlayamazsanız, o zaman Sir Isaac Newton’un yer çekimi kanunlarını sorgulamaya başlayabilirsiniz. Bu arada, demosunda “Monkey Island, Nightmare Before Christmas’a konuk olmuş” dedikleri için bunlar haklı sayılmaz mı? Elbette, tatlı bir macera vaadiyle olukça eğlenceli bir yola çıkıyoruz!
Bas Düğmeye Bitir İşi! Oyunun oynanışı gayet basit: Tek düğmeye basıyorsunuz. Bir eşya kullanmak mı istiyorsanız, sol fare düğmesine tıklıyorsunuz. Bir şey açmak mı? Sol fare düğmesine tık tık! İnanması zor ama bu basitlik tüm oyun deneyimini olabildiğince akıcı kılıyor. Sanki bu oyun, “ben tek düğmeciyim, başka bir şey yok” diye bağırıyormuş gibi hissettiriyor. Ancak, bu basitliğin zorlukları etkilemediğini söylemek zorundayım. Her ne kadar “kolay” gibi görünse de, burası çeşitli sinir bozucu bulmacalarla dolu bir rüya gibi olacak. Heyecan duymaya hazır olun!
İki Farklı Diyar! Prim’in Yaşayanlar ve Ölüler Diyarı’nda geçirdiği maceralar, birçok sürprizle dolu. Yetişkinlerin bile sevebileceği bir öykü. Genç kız sürekli babasını dinlemeyerek Yaşayanlar Diyarı’na gidecek, ardından iki diyar arasında gidip gelecektir. İyi de, bu sıradışı dünyada ne tür iblislerle yüzleşecek? Belki de bu zaman, onun içindeki saklı canavarı ortaya çıkaracak! Ama merak etmeyin, yanında bir de yardımcısı var: bir örümcek bacaklarına sahip göz. Bu tatlı ve bir o kadar da garip dost, Prim’in her adımında ona eşlik edecek. Sonuçta, korkmayan bir kızı düşündürten bir örümceğin yanında olması hiç de fena değil değil mi?
PRIM oyunun türü, tahmin edebileceğiniz üzere Point’n Click Macera. PC platformunda piyasaya sürülecek olan bu oyun, Common Colors tarafından geliştiriliyor ve Applications Systems Heidelberg tarafından dağıtılacak. Çıkış tarihi ise 2024. Sabırsızlıkla bekliyoruz!