Koreli geliştirici MADNGINE yeni ve heyecan dolu bir proje ile karşımıza çıkıyor: Project TAL! Bu oyun, birçok insanın hayalini kurduğu bir açık dünya aksiyon RYO deneyimini sunmayı hedefliyor. 2027’de hem PC hem de konsollar için piyasaya sürülecek olan bu oyun, mutlaka sabırsızlıkla bekleniyor. Hadi, bittiğimizde ‘Yine neyi bekledik?’ demeden önce, fragmanını izleyelim derken gözlerimizdeki ışığı bir kenara koyup, ilgili yerlerin üstüne birer kalem atmaya başlayalım!
Project TAL, bize yalnızca bir oyun sunmuyor; aynı zamanda Kore’nin kültürel mirasından feyz alarak Tal maskeleri çevresindeki mitolojiyi ve halk öykülerini oyun dünyasına taşıyor. Bunu yaparken o eski masal anlatımını modern bir bakış açısı ile harmanlamış. Dolayısıyla, içine girince kaybolacağınız bir dünya var. Fragmanına bakarsak, bu oyun sadece bir aksiyon oyunu değil, adeta bir kültürel yolculuk! Savaş sahnelerine geldiğimizde, gerçek anlamda gözlerimizi kupkuru bir çöl gibi açtığımızı hissedebiliyoruz. O sinematik ve tempolu savaşlar o kadar epik ki, izlerken karnımız ağrıyor! İlk fragmanla Wukong’un yarattığı etkiyi yansıttığını düşündüğümde kendimi sabah tek başıma spaghetti yapıyormuş gibi hissediyorum: Ne olursa olsun bi’ yapmalıyım.
Bu oyunun en dikkat çekici özelliklerinden biri, oyunun dayanılmaz yol arkadaşı sistemi. Bu sistem sayesinde, yol arkadaşlarımız bizim savaş stilimize uygun şekilde hareket edecek ve bizlere yardım edecekler. Evet, yanlış okumadınız! Yani, onlarla savaşa girmek tıpkı hayatı boyunca gülümseyen bir ineği beslemek gibi olacak: Ne kadar şanslısınız, değil mi? Her bir NPC yol arkadaşının kendine has yetenekleri ve kişiliği olacak! Öyle ki, bir arkadaş hızla bıçak savururken diğeri, mecazi anlamda ‘bağırarak’ düşmanı korkutacak. Her an, her savaşta, bu birbirinden farklı karakterlerle neyle karşılaşacağımız nasıl bir sürpriz çıkacak bilemiyoruz! Ama çok heyecanlı, öyle değil mi?
Ardından, bu oyun bize devasa düşmanlarla yüzleşme şansı da verecek! Shadow of the Colossus gibi dev canavarlara tırmanabilecek ve onlara ölümcül darbeler indirebileceğiz. Bu biraz olsun havalı bir şey değil mi? ‘Hadi düşmanı yenelim’ diyip üzerine tırmandığımızda, onun aslında yüzlerce lobutla dolu bir maç sahası olduğunu göreceğiz. Herhangi bir arkadaşımızla bu düşmanları alt etmeye çalışırken, kendimizden daha büyük ve çirkin bir yaratıkla karşılaşmanın ne kadar korkutucu olduğunu bir an for fun düşünüyorum! Unutmayın, düşmanın zayıf noktalarını hedeflemek kendi başına bir sanat dalı olabilir, özellikle de ‘ayağım kaydı’ dediğiniz anı düşündüğünüzde.
Fragmanda gördüğümüz her ayrıntı, Project TAL’ın, hem göz alıcı grafikleri hem de derin hikaye anlatımıyla dolu bir deneyim sunacağına işaret ediyor. Bütün bu unsurlar göz önünde bulundurulduğunda, bende yer alan merak ve heyecanı anlatacak yeterli kelime bulamıyorum. Bu koruyucu yürekler içindeki tüm kalp atışlarıyla, fragmanı tekrar tekrar izleyebilirim. Ne de olsa, beklemek genellikle kibirli bir hazineyi elde etmek gibidir, değil mi? Nasıl zengin olabileceğimizi öğrenelim! Hadi bakalım, project TAL’a el birliğiyle hazırlanalım!