Quantic Dream, video oyun dünyasında bir başka cesur adım atarak, çok oyunculu bir oyun olan Spellcasters Chronicles’ı duyurdu. Bu duyuru, stüdyonun başkanı David Cage’in bir müjdecisi gibi oldu; sanki yeni bir süper kahraman filmi fragmanı izler gibiydik, ha çıkacak ha çıkacak derken, sonunda karşımıza çıktı. Hemen belirtelim, bu oyun “takım tabanlı 3’e 3 strateji ve aksiyon oyunu” olarak tanımlanıyor, ama biz bunu “üç kişinin el birliğiyle, üç kişinin daha başını derde soktuğu bir oyun” şeklinde de yorumlayabiliriz.
Spellcasters Chronicles, büyülü ve fantastik bir dünyada geçiyor. Oyuncular, “Spellcaster” olarak adlandırılan ve her biri kendine özgü kimliği, rolü ile etkileyici büyü ve yaratık çağırma becerilerine sahip karakterleri kontrol edecek. Hayal edin, arenada savaşırken bir anda havada uçuyor ve düşmanlarınızın “Lifestone”larını yok etmek için büyüler yapıyorsunuz. Hem savaş alanında kahraman gibi hissedecek, hem de “ne bu böyle” diye düşünerek gözlerinizi yuvalarından çıkaracaksınız.
Her maç 3’e 3 formatında ve tam 25 dakika sürüyor. Yani, dev gibi Titanlarla savaşıp arenada kontrol sağlarken, bir yandan da “Hadi hala gelmedin mi, hadi bakalım!” diye bağıran takım arkadaşlarınızı dinlemek zorunda kalacaksınız. merkez olarak mistik arenalarda sunakları ele geçirerek rakiplerinizi alt etmeye çalışacaksınız. Gecenin sonunda hangi tarafın kazanacağını düşünecek olursak, “Ben neden bu kadar kaybettim?” sorusu şimdiye dek kaybettiğiniz tüm oyunlara ve sıkı dostlarınıza teşekkür etmenizle sonuçlanabilir.
Oyun, 50’den fazla büyü ve yaratık çağırma kartı arasından seçim yapma fırsatı tanıyor. Arkadaşlarınızla oturup bu kartları seçerken geçireceğiniz süre, “sen bu kartı seçme, ben onu seviyorum” tartışmalarınızı alevlendireceği kesin! Hadi bakalım, kim öne çıkacak? Ve tüm bu seçimler, her bir takımın gidişatını değiştirebilecek dev Titanlar da mevcut. Bunlar öyle sıradan yaratıklar değil; savaşta durumunuzu bir anda lehinize çevirebilecek kadar güçlüler. Birbirinize ‘Titanımla birlikte bu maçı alıyoruz!’ demekten çekinmeyin.
Quantic Dream daha önce Heavy Rain, Beyond: Two Souls ve Detroit: Become Human gibi oyunları geliştirmişti. Bu oyunların odak noktası her zaman derin ve içine çeken bir hikaye anlatımına dayanıyordu. Şimdi ise tamamen farklı bir türle karşımıza çıkarak, “Sanki başka oyun yokmuş gibi buradayız” diyorlar. Bunu duyunca, “Neden olmasın ki, biraz da kalabalık savaşlar düşleyelim!” diyesi geliyor insanın.
Oyun yönetmeni Gregorie Diaconu, “Spellcasters Chronicles, yaratıcı bir deney olarak başladı; hikaye anlatımına olan tutkumuzu paylaşılmış ve yaşayan bir dünyaya aktarma fırsatıydı. Önceki oyunlarımızdan çok farklı olsa da bizi her zaman motive eden şeyi, yani oyunculara hikayeleri şekillendirme gücü vermeyi – bu kez kolektif bir biçimde sunuyoruz.” diyor. Yani anlaşılan o ki, herkes bu yolda kendi destanını yazabiliyor!
Kapalı beta süreci ise bu yılın ilerleyen dönemlerinde gerçekleşecek. Eğer meraklıysanız, Spellcasters Chronicles’ın resmi internet sitesinden kayıt olmanız yeterli. Kendinizi bu büyülü ve komik maceranın bir parçası olarak bulabilirsiniz. Amacınız sadece eğlenmekse, o oyunların yarattığı ‘ciddiyet’ atmosferini geride bırakmayı unutmayın!