Razer Huntsman V2 Analog İncelemesi: Yenilikler ve Kullanım Deneyimi
Razer Huntsman V2 Analog, tuşların dans ettiği, parmaklarınızın rahatça kaydığı bir oyun şenliğine hoş geldiniz! Kullanım deneyimi, kahkaha garantili!
8 saat önce

Geçenlerde geçmiş sayıların donanım incelemelerine bakarken Razer Huntsman V2 Analog incelememi siteye girmeyi unuttuğumu fark ettim. Aslında o dönem planım dergide sayfa sınırı nedeniyle yer veremediğim bir iki noktaya daha değinmekti. Zaten klavyeyi uzun süre kullandıktan sonra incelememe güncelleme yapmak da istiyordum. Şimdi böyle bir fırsat bulmuşken genel olarak Razer Huntsman V2 serisi ile ilgili düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Biliyorum, bazen insan hayatındaki seçimlerden rahatsız olur ve “Yine mi Razer?” diye düşünür. Ama işin komik tarafı, Razer’ın ürünleri konusunda bir ikilemde kalmak gerçekten de bir sanat. Her seferinde bir özelliğe bayılıyorum, tam “İşte bu harika!” diyecek oluyorum, bir bakıyorum aynı serinin sonraki ürününde o özelliğe veda etmem gerekiyor. Bu şansı kaçıran Razer, Deathadder farelerdeki harika Chroma aydınlatmayı Deathadder V2 Pro‘da niye kaldırdı ki? Nerede o içindeki kedi gözü gibi parlayan tüyler?! Hiç anlamıyorum. İyi özelliklerin yerini alacak çok kötü özellikler geliyor öyle görünüyor ki.
Razer Huntsman V2 Analog: Aslında çok geç kalınmış bir deneme gibi görünüyor. Razer’ın klavyelerinde neden analog tuşlar olmadığını uzun süre merak etmiştim. 2019’dan bu yana Tartarus Pro gibi analog tuşlu ürünler piyasada var. O kadar beklemişler, sonuçta Razer ilk kez analog tuşları denemeye karar veriyor. Kısaca, Razer zemin ve zıtlık komedisini ustalıkla oynuyor.
Huntsman serisinin tasarımı Blackwidow‘a bir hayli benziyor. Ama bu benzerlik kişinin zevkine göre soğuk ya da sıcak bir salata gibi olabilir. Yani her şeyi bir araya getirmek, bazen bir tatlı başarısızlık doğurabiliyor. Daha az analog seçenekli bir serisi olmaktan çok bir çılgınlık. Eğlenerek tepkilerimizi ölçmemizi sağlayan analog tuşlar, aslında bir gamepad’de olduğu gibi basış noktasını kademeli olarak ayarlamamızı sağlıyor. Ve bunun sonucunda düşünecek olursanız, tuşa azıcık basınca yavaş yürüyüş, bindiğinizde tam basınca koşma moduna geçiyor. Bunun gibi tuşları kendi başına hayatın sıradan işlevlerine dönüştürmek, oyun zevkini keşfetmek gibi bir şey. Yani tuşun üstünde “Zıpla!” çağrısı, aaa haydi bakalım!
Peki ama bu teorlardan gerçekte işinize yarıyor mu? İşte bu biraz muallak haliyle değişiyor. İkili komut olayını deneyerek tuşları adeta kontrol altına almaya çalıştım. Ama bu analog kullanımı tabii ki bir gamepad gibi rahat değil, alışması zaman alıyor ve bazen istemiyorsanız “Hadi hadi, beni yak!” diye bağıran bir ninja gibi hareketler yapıyorsunuz. Klavye kullanırken tam da o noktada, diğer bir deyişle, modifier tuşunu kullanmak daha pratik olabiliyor. Yani “Koş!” emrini verirken “Eee, ona uygun olarak davran!” diye rica ediyorsunuz sanki.
Geri kalan tüm işlevlerin Huntsman Elite ile neredeyse aynı olduğunu söyleyebilirim. Ama dikkatimi çeken bir şey: Klavyenin sol yanına eklenmiş USB portu sonucu iki kablonun olması. Bu, görsel açıdan pek de hoş durmuyor. Gerçekten de kalın kabloların her birinin özgeçmişine bir yer açmalıyız. Düşünsenize, Blackwidow Elite’te bu sorun yoktu, tek kablo çıkıp sonra ikiye ayrılıyordu. Şimdi görsellik mi, yoksa pratiklik mi önemli? Razer’ın “gelin kablolarınızı çıkarın” diyerek beni çokça düşündürdüğünü kabul edebilirim.
Bununla birlikte, Chroma aydınlatması biraz zayıf kalmış. Eğer görsellerdeki gibi müthiş ışıl ışıl, rengarenk aydınlatma bekliyorsanız, hafif hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Hani o tam “Bu parıltı” olayını bekliyorsunuz ama “Bakalım, asıl olay akşamda mı?” demekten geri kalmamalısınız. Tuşlar mı güzel, pek de abartılacak bir durum yok ama komikliği kesinlikle bir başka yanı. Keşke tuşların altında ışık yansıtıcı bir plaka olsaydı, bir merak edeyim!”
Razer Huntsman V2: Razer’ın klasik dönüşü. Ancak sakın bu klavyeyi önceki ile aynı sanmayın. Çünkü bu modelin en belirgin farkı, ses konusunda yaşanan devrim niteliğinde değişiklikler. Klavyenin içerisine ses sönümleyici köpük eklenmiş. Yani o tuşların arasında kaybolmak üzeresiniz ama “Laa la la, keyif bu hâl ile!” dercesine… Hem tuş hamlelerini azaltmışlar, hem de içerisine o ses absorbe eden silikon parçalar eklenmiş. Sanki yanınızdan rüzgar geçiyor ama mevcut tuş sesleri tam da özlediğiniz gibi.
Karşılaştıracak olursak, eğer Razer’ı çok severken ve klavyenizin yanındaysanız, V2’nin fiyatı biraz tuzlu gelebilir. 200$ gibi bir etiketi var ve sadece analog tuşlar için ek 50$ ödemenizi gerektiriyor. Ucuza gelse de Razer sevenler için gerçekten özel bir kapı açıyor. Ama bu konuda seveceğiniz alanından ötürü kendinizi kendinize saklıyorsunuz. Yani son bir söz: Razer Huntsman V2 Analog, her ne kadar şahane olmasa da, yine de oldukça iyi bir klavye!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?