Rebel Moon Röportajı: Zack Snyder’ın Galaksisinde Karakterlerin Derinlikleri

Rebel Moon’un çıkışından önce, Netflix ekibi ile yapılan bir röportajda bulunma şansına eriştik. Hem de tam kalabalık bir kadroya sahip olan bir film için müthiş bir fırsat! Filmin dinamik ekibinde; gizemli geçmişi olan Tarak karakterine hayat veren Staz Nair, gözden düşmüş eski bir Imperium generali Titus’u canlandıran Djimon Honsou ve ekibin temsilcisi Kai’yi oynayan Charlie Hunnam ile sohbet etme imkanımız oldu. Elbette ki başrol oyuncumuz olan Kora’yı tasvir eden Sofia Boutella ve onun baş düşmanı Atticus Noble’ı oynayan Ed Skrein de bu kadroya dahil. Kısacası, galaksinin en ilginç insanlarıyla dolu bir sohbetti!

Well, Zack Snyder’ın Warhammer 40K ile ilgili düşüncelerini sorduğum bölümü beklemekteyim. Kim bilir, belki yarın bize büyük bir patlama yapar! 👀 Bize karakterleriniz hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

Djimon Honsou: Ben, bir zamanlar Imperium için savaşan ve şimdi isyancılar grubuna katılarak geçmişteki hatalarımı telafi etmek isteyen General Titus rolündeyim. Özetle, yeniden doğmak isteyen bir adamın öyküsü. Tam bir günah çıkarma seansı, ne dersiniz?

Staz Nair: Tarak, kendini kaybetmenin eşiğinde sürüklenen biri. Biraz darmadağın bir ruh hali. Aslında, General Titus gibi, o da geçmişini geride bırakacak bir gelişim yaşıyor. Evet, tipik bir anti-kahraman ama içten biriyiz, sanırım.

Charlie Hunnam: Ve ben, bu karmaşanın en yakışıklı parçasıyım! (Kendisi aslında Kai karakterine hayat veriyor – G.)Peki, bu soruyu direkt sana sorabilirim Charlie. Film sonunda senin karakterinin cesedini göremedim. İkinci filmde geri dönecek misin? Bir tür geri dönüş mü beklemeliyim?

C.H.: Kesinlikle ölmüyor! Hepimiz film yapmanın nasıl bir iş olduğunu biliyoruz; öyle gidip de en önemli karakterlerinden birini öldüremezsin. Ama hey, filmdeki karmaşanın ortasında benim karakterimin bir U-dönüşü hikayesi var ki!

C.H.: Benim için bu karakterle ilgili en sevdiğim şeylerden biri; ne olduğunu asla tam olarak bilemeyeceksin. Birden fazla yüzü var, hem iyi hem kötü, hepsi de oldukça içten. Bir şekilde şizofrenik bir karakteri oynamak gerçekten eğlenceliydi.

S.N.: Hayatta kalma amacını taşıyan bir karakter. Bazen hayatta kalmak için birden fazla kimliğin olması gerekiyor, bu neredeyse hepimizin içinde gizli bir özellik değil mi?

C.H.: Grubu kandırmayı düşündün mü? Ooo, hayır, kesinlikle! Şaka yaptığımı söylemek istiyorum, Kai gibi karışık bir karakterin olması hoşuma gidiyor. Özellikle ikinci bir film varken!

C.H.: Eğer bana bir iyilik yaparsan, yazacağın başlığı “KAI’I GERİ İSTİYORUZ!” şeklinde yapar mısın? Belki de #KaiForPresident! Ne dersin? (Bunu yapmamız hiç de zor değil, Mr. Hunnam, siz buyurun! – G.)

D.H.: Evet, karakterlerin senaryoda belirgin olduğunu hissettim. Özellikle benim için, geçmişlerinde Afrika’nın zorluklarını düşünmek çok anlamlıydı. Senaryonun içindeki boşluklar, karakterler arasında derinlik kazandırıyor. Ancak bu, kim olduğumuzu keşfetme süreciydi.

S.N.: Gerçekten öyle, karakterlerin hissettiği duyguları yaşarken, benim de sık sık kendime sorduğum sorular oldu. Çünkü her karakterin kendine özgü bir kimliği var. Zack Snyder’ın aynı anda yönetmen, yazar ve sinematograf olması bile, bu süreçteki yoğunluğu artırıyor.

C.H.: Zack’in film yapma stili, resim yapmaya benziyor. Sonuçta tek başına yapılan bir şey değil. O gediği kapatma konusunda o kadar yetkin ve yaratıcı ki, setin havası değişiyor. O yüzden herkes sürekli denemelerde bulunmaya hevesli!

S.N.: Ve Slade’in yapım sürecinin her aşamasıyla yakından ilgilendiğini görmek çok güzeldi. Çekim süresince, gözlerimizi ondan ayırmak pek mümkün olmuyordu.

D.H.: Her şeyin kontrol altında olması da çok rahatlatıcı. Ne zaman panik yapsa, ortamı güzelce düzenleyebiliyor. Gerçekten müthiş bir yönetmen!

C.H.: Büyük setlerde yer almak her zaman keyiflidir. Aslında, daha önce büyük setlerde çalıştım demiştim, ama bu sete ayak bastığınızda vatandaşın “büyük set” algısı değişiyor.

E.S.: Bazen “Helikopteri getir!” dediğinizde, oradaki helikopterin tek amacı rüzgar yapmaktır. Zaten setin kalabalıklığı arasında, tüm ekip ve figüranların orada belirgin olduğu saatler yaşanıyor!

S.B.: Zack, bu projeyi gerçekleştirmesi için Netflix’e çok şey borçlu. Ve bu mutlu oldu, çünkü gerçekten yetenekli biri. Onunla çalışmak bir ayrıcalıktı.