Capcom, Resident Evil serisinin en yeni oyununu kutlamak için gerçekten ilginç bir etkinlik düzenlemiş. İngiltere’nin Somerset tepesine, tam da köylülerin gözünün içine sokacak şekilde, dev bir Resident Evil Village yazısı ve bir Lycan yerleştirmişler. Evet, yanlış okumadınız! Artık Somerset sakinleri, sabah kahvesini yudumlarken bir yandan bu korkutucu yaratığın bakışlarıyla yüzleşmek zorunda kalacaklar. Belki de bu, sabah uykusunu açmak için birebir bir yöntemdir! Yani, eğer bir sabah uykusuz bir şekilde dışarı çıkarsanız, karşılaşacağınız ilk şey bir Lycan olabilir!
Bu yaratık, tepeye yerleştirilen tebeşir sanatıyla yapılmış. Evet, tebeşir! Yani, o eski okul günlerinizdeki gibi, sınıf tahtasında yarattığınız sanatlardan biri bu. Ama bu sefer işin içinde Resident Evil var. Hayal edin, bir gün parka gideceksiniz ve orada çiçekler, ağaçlar ve bir de dev tebeşir çizecek bir Lycan var! Tabii ki, bu tasarım sadece göz alıcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda geçici bir yapım. Yani, eğer hemen gidip görmek istemiyorsanız, bir sonraki büyük etkinliğe kadar bu yaratık ve yazı orada kalmayacak.
Yeni Resident Evil oyunu hakkında konuşacak olursak, oyunculardan oldukça olumlu geri dönüşler almış. Oyun, korku unsurları, aksiyon ve elbette komedi ögeleriyle dolu bir deneyim sunuyor. Hatta bazı oyuncular, “Eğer bu oyunu oynarken kalbim durursa, en azından Somerset’teki tepeyi görmüş oldum” diye şaka yapıyorlar. Gerçekten de, bu tasarım ve etkinlik, hem oyunseverler hem de sıradan insanlar için eğlenceli bir sürpriz olmuş durumda.
Şimdi, bu tasarım hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce tebeşirle yapılmış bir Lycan, korkutucu mu yoksa komik mi? Belki de, Somerset’te bir gün geçirecek olsanız, sabah yürüyüşünüzde karşılaştığınız bu yaratıkla selfie çektirmek istersiniz. Unutmayın, sosyal medyada “Lycan ile selfie” paylaşımı yapmak, her şeyden daha havalı! Bu yüzden, Somerset’e yolunuz düşerse, sakın bu tepeyi atlamayın. Kim bilir, belki de orada bir çay bahçesi vardır ve çayınızı yudumlarken bir Lycan ile muhabbet edersiniz. Sonuçta, korkunun yanında biraz da eğlence olmalı, değil mi?