Resident Evil Village, korku oyunları dünyasında adeta bir fenomen haline geldi. Çıkışından önce, oyun severlerin radarına hemen Lady Dimitrescu olarak bilinen o devasa vampir karakteri girdi. Bu görkemli kadın, bir yudum şarap içip gençlerin kanını içmek için sabırsızlanan bir vampir olarak karşımıza çıkıyor. Merak edenler için söyleyelim; evet, kendisi bir fantezi karakteri ama bu kadar ilgi görmesi, gerçek hayatta da bir Lady Dimitrescu bulup bulamayacağımızı sorgulamaya yöneltiyor bizi. Korku dolu bir evrende, bu kadının kıvrak zekası ve etkileyici duruşu, adeta bir vampir filminin baş kahramanı olmayı hak ediyor!
Lady Dimitrescu’nun bu kadar dikkat çekmesinin ardında yatan sırları öğrenmek için, Capcom’un sanat yönetmeni Tomonori Takano ile yapılan röportaja kulak vermek şart. Takano, Lady Dimitrescu’nun yaratılmasında üç ana ilham kaynağı bulunduğunu belirtiyor. İlk ilham kaynağı olarak, 16. yüzyıldan tanıdığımız ünlü Macar asilzade Elizabeth Báthory’yi gösteriyor. Bu kadın, genç kızların kanını içerek genç kalmayı başardığına inanılan efsanevi bir figür. Şimdi düşünün, yüzlerce yıldır kanlı bir kontes olarak anılan birinin, modern oyun dünyasında nasıl yeniden hayat bulduğunu! Tam bir psikopat profili çiziyor. O dönemde, “Ya bu kadın ne yapıyor?” demek için sosyal medyanın olmaması büyük bir kayıp değil mi?
İkinci ilham kaynağı ise, Japon şehir efsanelerinden biri olan Hasshaku-sama. Bu efsanevi varlık, 2,4 metre boyunda, bembeyaz bir elbise giyen ve beline kadar uzanan sipsiyah saçlara sahip bir kadın olarak tanımlanıyor. Genç erkeklere saldırdığı iddia ediliyor ki bu da Lady Dimitrescu’nun boyunun nereden geldiğini açıkça ortaya koyuyor. Düşünsenize, bir vampir karakterinin yüksek topuklu ayakkabılarla değil, doğuştan gelen bir dev kadın olarak tasarlanması, gerçekten de yaratıcılığın sınırlarını zorluyor!
Son ilham kaynağı ise, herkesin tanıdığı Adams Ailesi’nin ikonik karakteri Morticia Addams. Anjelica Huston’un canlandırdığı Morticia, karanlık ve gizemli bir havaya sahip. Hem çekici hem de korkutucu olan bu karakter, Lady Dimitrescu’nun tasarımındaki estetik unsurların önemli bir parçası. Morticia’nın tarzı, Lady Dimitrescu’nun vampir havasıyla birleşince, ortaya tam anlamıyla “ben buradayım” diyen bir karakter çıkıyor. Yani, bu karakterler sadece korkutucu olmaktan öte, aynı zamanda büyük birer stil ikonları haline geliyorlar!
Takano, ekipteki hiç kimsenin Lady Dimitrescu’nun bu denli sevileceğini tahmin etmediğini belirtiyor. Yani, bu durum, bir nevi “Evet, biz de bu kadının bu kadar sevilmesini beklemiyorduk!” demek gibi bir şey. Hatta belki de aralarında “Yahu bu kadını kim sevsin ki?” diyenlerin olduğu bile söylenebilir. Ancak görünen o ki, oyun severlerin gönlünde taht kurmayı başardı. Şimdi, hep birlikte “Acaba biz de bu karakterle tanıştığımızda aynı hisleri paylaşacak mıyız?” diye düşünmeden edemiyoruz.
Sonuç olarak, Lady Dimitrescu, sadece bir oyun karakteri olmanın ötesine geçerek, pop kültüründe kendine yer edinen bir ikon haline gelmeyi başardı. Yani, korkunun ve komedinin bir arada olduğu bu dünyada, Lady Dimitrescu’nun yüksek topuklarıyla gençlerin peşinden koşması, oyunun ne kadar eğlenceli ve yaratıcı olduğunu gösteriyor. Şimdi, Resident Evil Village’ı oynayıp bu karanlık ve büyüleyici dünyaya dalma zamanı!