Scarlett Johansson, son günlerde herkesin dilinde olan bir isim. Sanki herkes Disney ile olan o meşhur davasını unutmuş gibi, şimdi bu şen bazı şeylerden sıyrılarak yeni projelere yönelmiş. Dava sonuçlanmadan, adeta ‘Dava düşsün, ben filmimi çekerim!’ dercesine hızlı bir şekilde kolları sıvayıp yeni bir projeye girişti. Hakikaten, bu kadının kararlılığı ve hırsı gerçekten takdire şayan. Ne de olsa, bir Black Widow olarak avlanmakta pek de zorlanmadığı kesin! Hollywood Reporter‘ın haberine göre bu yeni proje, bir başka sanat dâhisi Wes Anderson’a ait.
Henüz ismi bile konulmayan bu film projesi hakkında, Anderson yatırım yapan tutumunu gizli tutma konusunda kararlı görünüyor. Kim bilir, belki de filmde bir sürprizle karşımıza çıkar: Bir kanguru ya da uçan bir balık! Fakat elimizde kesin olan bir şey var ki, bu projede Adrien Brody, Bill Murray, Jason Schwartzman, Tilda Swinton, Tom Hanks, Margot Robbie ve Rupert Friend gibi yıldız isimler yer alacak. Bu kadro, adeta Red Carpet’ta bir araya gelmek için sabırsızlanıyor gibi!
- Adrien Brody: Kimyasal bir ilişkiyle filmde olacağını düşünenler için güzel bir tüyo; çünkü pizzaya sarılacak.
- Bill Murray: Tam bir zaman yolcusu gibi, her şeyin içinde bir şekilde patlak verir.
- Jason Schwartzman: Her fırsatta ilginç karakterleri canlandırarak bizleri güldürüyor.
- Tilda Swinton: Gözlüğü ve efsanevi soğuk ifadesiyle Ortadoğu’ya gidebilir!
- Tom Hanks: Efsanevi “Forrest Gump” dikkatli gözle izlenmeli!
- Margot Robbie: Ex’den mesaj geldiğinde ne yapmalı? O da bir çözüm bulacaktır!
- Rupert Friend: Arkadaşınız değil, bestecidir. Ama iyi bir arkadaş olacaktır!
Ve Johansson, daha önce Anderson’ın ödüllü stop-motion filmi Isle of Dogs‘da rol almıştı. Bu deneyim, onun kariyerinde önemli bir dönüm noktası oldu. İyi de oldu, çünkü Anderson’ın ilginç tarzı her zaman dikkat çekici. Yani, bir filmin içerisinde -belki de bir kedi gibi- gezen bir leylek olacağına dair şüphemiz yok.
Sonuç olarak, Anderson’ın The French Dispatch isimli filmi 16 Ekim’de beyaz perdeye çıkarken, aynı zamanda Johansson’ın yeni projesinin de yavaş yavaş gün yüzüne çıkmasına bekleyebileceğiz. Kim bilir, belki de bu sefer ekranlardan fışkıran kahkahayla birlikte, salondakilerin kalp atışları arasında, filmin panosunda yarım kalmış bir başka “Scarlett aşkı” daha peydahlanır! Film dünyası, bu tür ironilerin kralını bir kere daha başlatacak!