Takip listemdeki bağımsız yapımlardan birisi olan Season: A Letter To The Future, tam bir buluşma öncesi heyecanıyla karşımıza çıkıyor. Sonunda beklenen o an gelmek üzere! Ayın bitiminde, oyun dünyasıyla tanışma fırsatımız doğacak. Bakalım bu kendisi kadar ilginç fragman, bizi nereye sürükleyecek? Kendisi bir mektup gibi, belki de gelecekten gelen bir çağrı gibi olacak! Oyun birazcık gizemli, tıpkı seneler önce kaybolan sokak kedimiz gibi. O kediyi de hala bulamadık, ama umarım bu oyun kaybolmuş hatıralarımızı bulmamıza yardımcı olur!
Fragmanda, kahramanımızın bisikletine atlayıp yollara düştüğünü görüyoruz. Gözlerimizden kaçmaması gereken bir detay var; o kadar keyifli bir yolculuk ki, sanki yaşamak için bisiklete ihtiyacımız varmış gibi hissettiriyor. Aniden aklımıza geliyor: “Emin misin, gerçek hayatında bisiklet sürebilecek misin?” Yani biliyor musun, belki de sahilde bir amca seni durdurup “Amaçsız bisiklet sürme yarışına hoş geldiniz!” diye bağırıyordur. O yüzden, inşallah sezon bize sadece bir bisiklet yolculuğunu değil, aynı zamanda gerçek hayatta yaşanacak komik anları da sunar!
Kahramanımız yolculuğunda belgeler topluyor, insanlarla konuşuyor ve anılarını ölümsüzleştiriyor. Bu durumda, dedelerin biraz dert dinlemesi ve birbirine hikayeler anlatmasını umuyoruz. Şıklık yarışına giren çiçekler bizim hatıralarımızın bir parçası olacak. Oyun, güzel bir macera vadediyor; fakat gözlerimizi dört açmalıyız. Gerçekten tercih etmediğimiz ama artık anı olarak kaydedilmiş önemli anları bulursak çok komik anılar yaşayabiliriz.
- Duvarlardan fısıldayan tarih
- Kuşların konusunu açan dostlar
- Bize dokunan mimarinin gizemleri
Kültür, tarih ve çevre temaları etrafında dönen bu macera kesinlikle ilgi çekici görünüyor. Fragmandaki detaylar bizi heyecanlandırmakla kalmayıp aynı zamanda gelecekteki buluşmadaki beklentilerimizi arttırdı. Ne de olsa
Türkiye’nin dört bir yanındaki tuhaf ve güzel hikayeleri keşfetmek için birbisikletle sürdüğümüz macera gibisi yok!
Oyun 31 Ocak’ta geliyor. Takvimdeki tarihçe havalı bir yazı gibi bulutların arasında kaybolmuş durumda. Heyecanla bekliyoruz ki umarım beklediğimize değer. Yoksa yine “bir umut daha” dememiz gerekecek ki o da pek komik bir durum değil! Yani inşallah, yarınki bu kapı oradan geçerken, arkamızda bizden önceki “kayıp anılar” kapısını kapatmaz!