Sinema sektöründe gerçekten de tarihi bir dönemin eşiğindeyiz. Eğlence dünyasının en büyük parçalarından biri olan sinema, şu anda büyük bir dönüşüm geçiriyor. 2021 yılı itibarıyla, tüm film yapımcıları ve stüdyolar, izleyicilere ulaşmanın yeni yollarını arıyor. İşte bu noktada Warner Bros devreye giriyor ve “Tüm filmlerimizi HBO Max’te yayınlıyoruz!” diyerek sinema dünyasına bomba gibi düşüyor. Bunu duyduğunuzda, sinema salonlarının sahiplerinin gözleri yuvalarından fırlayabilir! Düşünün ki, popcorn çantanızla sinema salonunda oturmak yerine, pijamalarınızla koltukta uzanarak film izleyeceksiniz. Ne büyük bir devrim!
Tabii, bu karar yalnızca sinema severler için bir lütuf değil. Yönetmenler, oyuncular ve yapımcılar için bu durum pek hoş karşılanmadı. Özellikle Dune filminin yönetmeni Denis Villenueve bu konuda oldukça dertli. Adam, HBO Max’in bu kararıyla ilgili olarak “Sinema ve onun izleyicileri içindi!” diye haykırıyor. Kısacası, Villenueve, “Benim filmim, izleyicinin karanlık bir sinema salonunda, büyük bir ekranda, patlamış mısır yerken izlenmeli!” diyor. Yani adam, filminin salonlarda izlenmesini istiyor. Anlaşılan o ki, sinema salonu patlamış mısırının tadı, evdeki çerezle asla karşılaştırılamaz!
Villeneuve, HBO Max’in bu kararını, AT&T’nin Wall Street’teki kurtuluş çabası olarak nitelendiriyor. “HBO Max’in çıkışındaki başarısızlık, Warner Bros’un tüm 2021 yılı planlarını feda etmesine neden oldu. Bütün film yapımcılarının mirasını bıraktığı bir ev olmaktan çıkıp, göz ardı edilen bir dönemin başlatıcısı oldu,” diyor. Yani, kısacası, Villenueve’nin derdi, sinema salonlarının yerini online platformların alması. Adamın sinema aşkı, bir romancı gibi, her sayfada daha da derinleşiyor. O yüzden “Hayatımda yaptığım en iyi film Dune’du!” diyerek de kendini ifade ediyor. Yani, burada bir “film yapımcısı” olarak değil, bir “sinema aşığı” olarak konuşuyor.
- Warner Bros. Tüm 2021 Filmlerini HBO Max’e Getireceğini Açıkladı
- Christopher Nolan, HBO Max İçin ‘En Kötü Yayın Servisi’ Diyor
Denis Villeneuve, sinemanın geleceği hakkında oldukça endişeli. “Bizim filmimizin mesajının anlaşılması için sinemada izlenmesi gerekiyor!” diyerek aslında önemli bir noktaya parmak basıyor. Yani, filmin ruhunu anlamak için o atmosferde olmak gerek. Düşünsenize, Dune’u evde izlerken pop-kültür referanslarının tadı nasıl kaçıyor? Sinema sadece görsel bir deneyim değil, aynı zamanda sosyal bir etkinlik. Arkadaşlarınızla birlikte gülmek, korkmak veya ağlamak için o karanlık salona oturmak lazım!
Villenueve, “Lütfen filmleri yaratan sanatçılar, yanınızda olduğumu bilin!” diyerek de aslında diğer yönetmenlere sesleniyor. Yani bu durumda yalnız değil, tek başına savaşmıyor. Bir nevi sinema sanatçıları için bir “birlik” çağrısı yapıyor. Çünkü bu tür kararlar, sadece bir film yapımcısını değil, tüm sinema camiasını etkiliyor. Ancak burada tek kaygı, şirketlerin kar hedefleri. Sanatçıların yaratıcı özgürlüğü ise ikinci planda kalıyor. Sonuçta, büyük şirketlerin gözünde sanat, sadece bir “ürün” olmaktan öteye gidemiyor.
Sonuç olarak, bu çatışmanın nereye varacağını hep birlikte göreceğiz. Sinema salonları, streaming platformları ve izleyiciler arasında bir denge kurmak zorunda kalacaklar. Belki de bu, yeni bir sinema çağı yaratır, kim bilir? Ama şunu unutmamak gerek: Sinema her zaman bir deneyimdir ve bu deneyimin en güzel hali, arkadaşlarla karanlık bir salonda film izlemekten geçiyor. Eğer bu devrim devam ederse, bir gün sinema salonlarında “Üçüncü perdeye geçemeyenler için özel indirim!” filmlerini izleyebiliriz. Kim bilir, belki de bu devrim, patlamış mısırcı esnafının yüzünü güldürür!