Star Wars Celebration 2023: Londra’daki Unutulmaz Anılar ve Yeni Projeler

Her yıl dünyanın dört bir yanından Star Wars hayranlarını bir araya getiren ve galaksinin en büyük kutlamalarından biri olan Star Wars Celebration, bu yıl Londra’da gerçekleştirildi. Normalde Amerika’da düzenlenen bu etkinliğin, Avrupa’ya gelmesi üzerinden 6-7 yıl geçti. Dolayısıyla, Amerika kıtasında yaşamayanlar için bu kutlama ya hayal gibi ya da altı yılda bir gerçekleşen bir mucize gibi kalıyor. Bu yıl ben de çocukluk hayalimi gerçekleştirmek için İngiltere’ye doğru yola çıktım. Fakat, Amerikalıların her yıl ayağına gelen bu fırsatı görünce içimde bir hüzün belirdi. Düşününce, bir yıl önceden bilet almak için mahşer yerinde bekleyen insanları düşünmek bile içimi karartıyordu. Bu biletler 1 saniyede tükendiği gibi, vizenizin çıkmasını beklemek ve tonlarca para harcamak da ayrı bir stres kaynağı. Eğer her şey yolunda giderse, o zaman bir Star Wars Celebration’a katılabilirsiniz. Eğer Jedi Master VIP bileti almadıysanız, saatlerce kuyrukta beklemek zorunda kalacaksınız. Ama ne olursa olsun, Star Wars Celebration’ı deneyimlemek her hayranın yaşaması gereken bir şey. Ortak hayranlarla, oyuncularla ve cosplayer’larla bir arada olmak inanılmaz bir tecrübe. Umarım Avrupa’dan sonra Japonya gibi Asya’nın başka bölgelerinde de bu kutlamaları görebiliriz.

7 Nisan ile 10 Nisan arasında 4 gün süren bu etkinlikte pek çok olay yaşandı. Ancak önce, başıma gelen bazı ilginç olaylardan da bahsetmek istiyorum. İlk gün, trene bindiğimde tüm trenin Celebration’a gittiğini görmek harikaydı. Kalabalıkta ayakta dururken yanımdaki bir adam, farklı bir dil konuşmamız üzerine bize kart uzattı. Karte aldıktan sonra nereye gittiğimiz ve ilk Celebration’ımız olup olmadığını sordu. Meğerse o adam, Return of the Jedi’da Yakface’i oynayan Sean Crawford’mış. O an anladım ki, bu etkinlik başka bir dünya! Mükemmel bir atmosferin içindeyiz. Celebration, sadece Star Wars konuşulacak bir yer, toksik fanların etrafta saklandığı, herkesin birbirine selam verdiği bir dünya. Bu da beni ekstra hırslandırdı.

Tabii ki, organizasyondaki en büyük sıkıntılardan biri alana girişin kalabalık nedeniyle saatler sürmesiydi. Ama bu, hiçbir şekilde heyecanımı azaltmadı. İlk gün, herkesin bildiği o muhteşem panellerin olduğu Celebration Stage’i bulmak tam bir lanet gibi geldi. O sırada Live Stage’i kaçırmamaya çalışıyorduk ve Shop’ta her şeyin bitmeyeceğinden emin olmamız gerekiyordu. Böyle bir karmaşada tuvalet ve yiyecek ihtiyaçlarını dengede tutmak gerektiğini unutmamak lazım. Eğer en küçük bir aksaklık olursa, istediğiniz şovu izleme hayaliniz suya düşebilir. Biz de bu yüzden Lucasfilm Studio Showcase’e gidemedik. Çünkü öncelikli insanlar önceden alınmıştı ve bazı hayranlar sabah 5’te orada beklediği için biz Londra trafiğinde kaybolana kadar tüm girişler kapanmıştı. O günün haberlerini belki sizden bile sonra öğrenmiş oldum. İçeriklerimiz muhteşem olsa da bazen VIP bilet sahipleri haricindekiler için bence biraz sinir bozucu oldu.

Şimdi, hayranların en çok beklediği ve ses getiren haberlere geçelim. Lucasfilm’in üç yeni film üzerinde çalıştığını duyurması en çok ses getiren haber oldu. Bunlardan birisinde Daisy Ridley’nin Rey olarak geri döneceği ve Rise of the Skywalker sonrasında geçeceği söylenen film var. Eğer o haberi bekleyip saatler boyunca kapıda dursa idim muhtemelen delirirdim! Benim en çok heyecanlandığım film ise, Dave Filoni’nin yönetmen koltuğunda oturacağı New Republic filmi. Her şeyin başında Dave Filoni varsa, gözyaşları içinde izlerim, ona eminim! Diğer bir film ise James Mangold tarafından yönetilecek. Tüm bu projeler, Star Wars evreninin ne kadar büyük olduğunu ve daha fazlasının geleceğini gösteriyor.

Ahsoka dizisi hakkında da bir şey söylemeden geçemeyeceğim. Dizi kutlamada pişirildiği için, fragmanını ilk kez hayranlarla beraber izlemek kayda değer bir an oldu. Mary Elizabeth Winstead, Rosario Dawson ve Natasha Liu Bordizzo’nun yaptığı röportajın canlı olarak izlenmesi de ayrı bir zevkti. Fragmanın en çok ses getiren ismi Thrawn’dı! İlk izlediğimizde, sahneye Lars Mikkelsen’ın gelmesiyle bayıldım. Yani, Rebels’ta Thrawn’ı seslendiren kişinin bizzat kendisi, canlı yayında ortaya çıkıyor. Bunu görmek, “Vay be!” dedirtti. Ayrıca, Ahsoka’nın tüm kutlamalarda öne çıkan karakterlerden biri olması, onu unutulmaz kıldı. Gerçekten de az kalsın konferansın ismi Ahsoka olarak değişecek gibiydi!

Andor dizisinin ikinci sezonunun onaylandığı haberini almak da beni çok mutlu etti. Andor, Star Wars evreninin detaylarına inen nadir yapımlardan bir tanesi. Tüm bu kadar kaliteli diyalog ve oyunculuk arasından, Diego Luna’dan Andy Serkis’e kadar herkes performansı ile nefes kesti. Heyecanla bekliyorum ve umarım Disney, fanların isteklerine kulak verir. The Acolyte dizisi ise yüksek beklentilerle bekleniyor. Palpatine’in Yoda’nın bile haberi olmadan şansölye oluşunu sorgulamak, heyecan verici bir hikaye sunuyor.

Skeleton Crew ise gizemli yapımlar arasında yer alıyor. Jude Law’un sahneye çıkması ve çocuklara odaklanan bir dizi olacağını duyurması oldukça ilgi çekiciydi. Çocuklarla birlikte bir Jedi’nin hikayesi, Star Wars evrenine yeni bir bakış açısı katabilir. Ve Bad Batch’in son sezonunu almak, Clone’lar arasında bir hayran olarak beni sevindirdi. Tales of the Jedi’nin ikinci sezonunu duymak da içimi kıpır kıpır yapıyor.

Yarım kalan projeler de cabası… Lando Calrissian dizisi çıktı mı? Taika Waititi’nin filminin akıbeti ne? Kim bilir, sadece beklemek zorundayız! Sonuçta, bu etkinlik benim için unutulmaz bir deneyimdi. Hayatında bir kez olsun bu tür tecrübeleri yaşamak herkesin hakkıdır. Star Wars haberleriyle tekrardan buluşmak dileğiyle…