Bazı şeyler, film ve dizi dünyasında her zaman tartışılır; ama bir şey kesin: yayın servisi savaşları tıpkı bir film senaryosuyla kıyasladığımızda oldukça dram dolu. Tam bir aksiyon filmi tadında… Netflix de işte bu savaşın ortasında bir kahraman gibi parlayarak “Ben buradayım!” diyor. Çocukken Star Wars izlerken Haydarpaşa Garı’nın yanında ışın kılıcı yapmayı hayal edenler, şimdi Netflix’in sunduğu özgün içeriklerde kaybolmuş durumdalar. İnsanın aklına ister istemez şu soru geliyor: Savaşta içerikler mi, yoksa kahramanlar mı daha önemli? Tabii ki içerikler! İyi bir içerik, izleyiciyi ekranın başına kilitlemek için en etkili silahlardan biri.
İşte tam da bu özgün içeriklerden biri olan Stranger Things, dört balsız çocuğumuzla dolu bir dizi, adeta 80’lerin nostaljisini günümüze taşımakta. Geçtiğimiz hafta dördüncü sezonu yayınlanarak, taze bir nefes aldı. Netflix, dizinin ilk gününden itibaren kendisine ait hayran kitlelerinde nasıl büyüleyici bir atmosfer yarattığını gösterdi. Açılış haftasında toplam 286.79 milyon saat izlenerek, tüm dünyada araştırma çılgınlığı yaratacak kadar büyük bir başarıya imza attı. Ve daha önemlisi, bu başarı ile birlikte tam seksen üç ülkede birinciliğe oturdu. Şu anda saçlarınızı yolarak “Ya Bridgerton’la nasıl kıyaslayabiliyorlar?” diye düşünüyorsanız, yanıt “Devasa bütçeler ve uzun bölümler!”
- Stranger Things Film Uzunluğunda Bölümlerle Veda Edecek: Tam bir sinema deneyimi sunan dizi, izleyicileri nasıl bir arada tutacağını biliyor. Her bölüm, tam bir film uzunluğunda; haliyle artık herkes “Bu bölüm bitti mi yoksa film mi diye düşünmeye başlıyor.” Aslında biterse izleyici bir filmde bitecek gibi hissettiği için heyecan tavan yapıyor.
- Stranger Things 4. Sezonun Bölüm Maliyeti 30 Milyon Dolar Civarında: Gerçekten bir dövüş içinde olan bu dizi, 30 milyon dolarlık bölüm maliyetiyle dikkat çekiyor. Yani bu, sıradan bir film bütçesi değil. Bunu göz önünde bulundurursak, bölümler ya gerçek hayatta yok olacak bir yaratık ya da uzaydan gelen bir yaratık olmalı!
Yani Stranger Things, dördüncü sezonunun sonunda da başka rekorlar kırmayı hedefliyor gibi duruyor. Kim bilir, belki izleyici artık diziyle o kadar bütünleşmiş olacak ki, gerçek hayatta bile “Hopper neden buraya geldi?” diye soracak. Kazanan Netflix, kaybeden ise izleyicinin düşünme kapasitesi olacak gibi görünüyor. Tabii bu rekabet çoğaldıkça, ekranlardan çıkmak da bir o kadar zor olacak. Radikal bir değişim için “Bana başka bir şey gösterin!” diyebilmek için izleyicinin sağlam bir motivasyona ihtiyacı olacak. Ama kimin motivasyona ihtiyaç duyduğuna karar vermek zor, çünkü herkes birer Stranger Things karakteri gibi, ne yaptıkları hakkında pek bir fikre sahip değiller!