Suudi Arabistan’da Final Fantasy 16’nın yasaklanması, gerçekten de oldukça ilginç ve bir o kadar da komik bir durum! Şunu düşünün, bir oyun hayranı olarak cipinizi çekip, süper heyecanlı bir şekilde oyunu oynamak adına ilk gün indirim kuponlarınızı hazırlamışsınız. Kısa bir süre sonra gelen acı haber, “Hayır, bu oyunun içeriği ‘kabul edilemez’!” Neyse ki hepimiz biliyoruz ki ne kadar ‘kabul edilemez’ olduğunu anlamak için bir oyun alıp oynamak gerek! Kimi insanlar bu tür yasakları ciddiye alır, kimileri de “Oyun oynamaktan daha önemli şeyler var!” diye gülüp geçer.
Açıklamada “Yayıncı gerekli değişiklikleri yapmayı kabul etmediği için oyun krallığımız sınırları içerisinde yayınlanmayacaktır.” demişler. Yahu, hangi krallık sınırları? Kedi Mısır’daki krallık gibi. Biraz daha açık olsalarmış! Yani Final Fantasy 16, Suudi Arabistan’daki oyun severlerin rüyalarına girmeyecek. Oyunseverler üzülse de, bazı gerçekler var ki çoğu zaman gülümsemek zorunda kalıyorsunuz. Hani bir bakıyorsunuz, “Yılın en büyük oyunu!” sloganıyla pazarlanan bir bilgisayar oyunu, birden bire iğrenç bir yasakla karşılaşabiliyor. Ah o yasaklar! En azından alışveriş sepetimizin en gözde elemanı olan oyunlar, gerçek hayatta her zaman farklı bir kıyasıya mücadeleyi tetikler.
Ve bu arada, Suudi Arabistan video oyun denetleme kurulunda görev yapan Hattan Tawili’nin sözlerine de dayanarak, “Yayıncı içeriği bölgeye uygun hale getirmeyi reddettiği için yasaklanmak üzere.” demesi de oldukça dikkat çekici. Hayal edebiliyor musunuz, dört duvar arasında kalmış bir denetleme kurulu, bir yandan video oyunlarında ‘kabul edilemez’ konuları belirleyip, diğer yandan kendi arkadaş grubunda “Vay be, bu oyunu ben de oynamak istiyordum!” diyerek pişmanlık duyması!
Ayrıca, oyunun içerdiği LGBTQ+ unsurlar hakkında çıkan haberler de cabası. Yani, Suudi Arabistan’da durum böyleyken, oyunların içinden bazı karakterlerin kimlikleri yüzünden yasaklanması bambaşka bir komedi. Düşünsenize, bir açık dünya oyununda tutkulu bir karakter yaratmaya çalışıyorsunuz ama suçlu olduğunuzdan yargılanıyorsunuz! Nereden aklınıza gelirse gelsin, “Beni yargılamayın!” demek işte böyle bir şey. Ha bir de, bu yasaklar ülkemizde benzer bir durum yaratıyor olabilir. İnsanlar karışıklıkta kaybolmak yerine, en sevdikleri oyunlara erişim sağlamak için bazen bir ülkenin kapısını çalıyorlar. Keşke hayat bu kadar eğlenceli olsa, değil mi?
Sonuç olarak, bu tür yasakların ve kısıtlamaların bir gün hepimizi etkilememesi adına dikkatli olmamız gerektiği unutulmamalı. Gülüp geçsek de, zira devam eden bu komik durumlarda tuhaf bir evrende kaybolma ihtimalimiz hiç de düşük değil. Oyun dünyası zaten yeterince çılgın, bir de bu tarz denetimler ile iyice karışıklık yaşatıyorlar. Hadi bakalım, bir gün mutlaka bu yasakları da konuşur ve güleriz! Çünkü ne derler, “Oyunlar bizimdir!”