Switch 2: Yeni Nesil Oyun Konsolu İncelemesi ve Deneyimlerim
Switch 2 oyun konsolunun detaylı incelemesi, özellikleri ve kişisel deneyimlerim. Oyun dünyasına yeni bir soluk getiriyor!
4 saat önce
Yeni bir oyun konsolu çıktığında yaşadığım heyecan her zaman kendini hissettirir. Yeni oyunlar, keşfedilecek özellikler ve denenecek pek çok şey, benim için bu süreçte büyüleyici bir deneyim sunar. Switch 2’yi elime almam daha önceden planlarım arasında yoktu; ancak şans eseri incelemem için gönderildi ve böylelikle ilk günlerden deneyimleme fırsatı buldum. İlk Switch bir zamanlar favori konsollarımdan biriydi, bu nedenle Switch 2’yi heyecanla karşıladım. Haziran ortalarında elimde olan konsolu alır almaz her yönüyle incelemeye başladım. Şimdi, edindiğim deneyimleri sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Hazırsanız, konsolun kendisiyle başlayalım.

ELE AVUCA SIĞAN BİR SWITCH
Switch 2’yi kutusundan çıkardığımda ilk olarak gözüme çarpan şey, yeni ekran ve Joy-Con’ların boyutuydu. İnternetteki karşılaştırma fotoğrafları bir anlam ifade etmese de, konsolu canlı görmek her şeyin farkına varmamı sağladı. İlk Switch’i ve Joy-Con’ları çok sevsem de, uzun süreli oyunlarda elime ciddi ağrılar girmeye başlıyordu. Tuşların ve analogların küçüklüğü, kullanılan plastik malzemenin kalitesi de sıkıntı yaratıyordu. Switch 2, ergonomik yapısıyla bu konuda büyük bir geliştirime sunuyor. Konsolun büyümesi kadar, daha kaliteli plastik malzeme kullanılması da elde oyuncak hissi vermemesine yardımcı oluyor. Joy-Con’ların takıldığı mekanizma konusunda da kaygılarım vardı fakat oldukça sağlam olduğunu söyleyebilirim. Mıknatıslar sayesinde yerinden kayma gibi sorunlar yaşanmıyor. Ayrıca, ekran için kullanılan yeni ayak da oldukça zekice tasarlanmış; metal malzeme ile plastik bir ayak yerine hem daha şık hem de daha fazla açıda esneme imkanı sunan bir tasarım kullanmışlar. Konsol, inceliğini koruyarak taşıma açısından diğer el bilgisayarlarına göre avantaj sağlıyor. Ancak bu incelik, uzun süreli kullanımlarda ergonomiyi bir nebze olumsuz etkileyebiliyor. Uzun süre boyunca “Joy-Con’ları daha iyi kavrayabilecek bir tasarım ekleselerdi” diye düşünmeden edemedim. Ancak bu sorun, çeşitli aksesuarlar ile aşılabilir. Ayrıca, Switch 2’nin hoparlörleri de orijinal Switch’e kıyasla önemli ölçüde iyileştirildi. Kullanılan donanım benzer olsa da, hoparlörlerin yapım şekli ve nasıl yerleştirildiği kesinlikle ses kalitesine olumlu bir katkı sağlamış; 3B ses desteği de cabası.

Şimdi konsolun üst kısmındaki ikinci USB-C girişine gelecek olursak, bu yeniliğin orijinal Switch’teki “Masaüstü modda şarj edememe” sorununu çözmek amacıyla eklendiğini görüyoruz. Denemelerimde bu girişi kullanmak zorunda kalınca, konsolun bana “Yukarıdaki girişi kullanmayın” uyarısını vermesi, bu girişin gerçekten sadece şarj amacı taşıdığını netleştiriyor.
EĞRİSİYLE DOĞRUSUYLA SWITCH 2 EKRANI
İnternette pek çok kişi Switch 2’nin ekranı hakkında çeşitli görüşler belirtiyor. Kendi tecrübeme göre, kullanılan ekran belirgin bir şekilde LCD; 1080p çözünürlükte, ayrıca VRR ve HDR gibi teknolojileri destekliyor. Renkler, orijinal Switch’e göre çok daha iyi. HDR desteği tam anlamıyla sağlanamasa da, yarı bir HDR deneyimi sunuyor. Yine de doğru bir HDR deneyimi için uygun bir televizyon ya da monitör şart. VRR ise oldukça iyi çalışıyor ancak bu özelliklerin dışarıda, televizyon üzerinde çalışmadığını belirtmekte fayda var. Piksel tepki süresi ise bu ekran ile ilgili en büyük sorun olarak karşımıza çıkıyor. Yapılan birçok testte, tepki süresi 17-18 milisaniye civarında seyrediyor ve bu durum, 30fps oyunlarda sorun oluşturmazken, daha yüksek FPS değerlerine sahip oyunlarda göze batan bir “ghosting” etkisi doğuruyor. Ancak endişelenmeyin; bu değer, yine de PSP 1000’in ekranına göre (61.8 milisaniye) daha iyi durumda. Digital Foundry gibi uzmanlar, Nintendo’nun bunu yazılım güncellemeleri ile düzeltebileceğini düşünüyor fakat bunun olup olmayacağı belirsiz.

FARE OLMAK KOLAY İŞ DEĞİL
Şimdi, Switch 2’nin orijinal Switch’e göre sunduğu en yeni özelliklerden biri olan Joy-Con’ların fare sensörünü inceleyelim. Fikir olarak oldukça hoş bir yenilik, Joy-Con’u konsoldan ayırıp düz bir yüzeye yerleştirdiğinizde farenin algılaması oldukça hızlı. Ancak ergonomik olarak uzun süreli kullanımda biraz sıkıntı yaşatabiliyor, bu da doğal olarak Joy-Con’un tasarımından kaynaklanıyor. Özellikle Cyberpunk gibi FPS oyunlarında bu özellik ilginç bir deneyim sunabilir. Yeni bir WarioWare veya Mario Party oyununda bu sensörün yer alması gibi yenilikler kulağa hoş geliyor. Hatta DS, 3DS ve Wii U gibi konsolların emülasyonunda dokunmatik ekran kontrolleri olarak faal olabilir. Örneğin, fare sensörünü kullanarak bir Kirby and the Rainbow Curse oyunu tasarlanması harika olurdu!
PERFORMANS, PERFORMANS, PERFORMANS!
Switch 2, performans konusunda oldukça iyi bir ilerleme kaydetmiş. Daha güçlü bir SoC ve artırılmış RAM sayesinde menülerde gezinmek oldukça hızlı hale gelmiş. eShop ve Nintendo Switch Online bölümleri artık Web App yerine doğrudan bir uygulama olarak çalışıyor ve bu da gezinmeyi önemli ölçüde hızlandırıyor. Performans açısından Cyberpunk 2077’den de oldukça memnun kaldım. Mario Kart World, 4K 60fps ve farklı modlarda 1080p 60fps performansı sunmayı başarıyor. Ancak asıl dikkat çeken oyunların performansları oldu; Breath of the Wild ve Pokémon Violet gibi diğer oyunları denediğimde hepsi başarılı işler çıkardı. Eski Switch oyunlarının, Switch 2’de güncelleme alması ile daha iyi bir performans sergilediği gözlemleniyor. Dinamik çözünürlüğe sahip oyunlar da, taşınabilir ve TV modlarında en üst düzey performansı sağlıyor. Switch portu olan The Witcher 3’ün görüntüsü, eski Switch versiyonuna göre çok daha iyi. Ancak eski oyunların bazıları, Switch 2 üzerinde bulutlu görünüyor; buna bir an önce çözüm bulunması gerektiğini düşünüyorum.

PİLİM YETTİĞİ KADAR
Switch 2’nin en büyük soru işaretlerinden biri ise taşınabilir modda pil ömrüydü. Nintendo, bu süreyi 2 ila 6.5 saat arasında belirtmişti. Orijinal Switch’in daha düşük bir seviyede olması bu durumu sorgulattı. Fakat sonuçlarım oldukça tatmin edici çıktı; Cyberpunk 2077’de yaklaşık 2 saat kaldım, Hogwarts Legacy ile 3 saat, Breath of the Wild’ı ise 4 saat boyunca oynadım. Açıkçası Nintendo’nun tahminleri doğru çıktı.
SON KARAR

Sonuç olarak, Switch 2, dikkate değer bir gelişim sunarak, önceki özellikleri daha iyi bir düzeye taşımış. İyi bir performans sağlaması ve yüksek çözünürlüklü ekranı ile oyuncuları tatmin edecektir. Özellikle Switch’in sık kullanılan bir konsol olması, beni ve benim gibileri mutlu ediyor. Eğer daha önce Switch sahibi olmadıysanız, pek çok güzel oyunun yeni versiyonlarını deneyimleyebileceğiniz fırsatı yakalamış olursunuz. Ancak, bir süre beklemenizde fayda var; 3B Mario veya Metroid gibi yeni özel yapımların gelmesini beklemek mantıklı olacaktır.

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?