Taika Waititi’nin Star Wars Hayalini Gerçeğe Dönüştürme Mücadelesi

Taika Waititi, Star Wars evreninin en büyük hayranlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Yani, sadece “Star Wars” demekle kalmayıp, bu evrene derin bir sevgi besleyen bir kişi. Öyle ki, Start Wars’ın ruhunu anlayan ve kendi yorumunu katmaya hevesli bir yönetmen olması, hayranlar için büyük bir avantaj sağlıyor. Aslında bu durumu, büyüyen şişeden bir dondurma gibi düşünelim; neredeyse her an yeni bir lezzetle karşılaşma ihtimaliniz var ama bazen de tüm tatlar karışıp işin içinden çıkılmaz hale gelebiliyor.

Şimdi, Taika’nın Star Wars projesine olan bağlılığı ve hedefleri üzerine düşündüğümüzde, sıradan bir proje olmasının mümkün olmadığından şüphe yok. Zira, kendisi aynı zamanda The Mandalorian dizisinde rol alarak bu evrene adım atmış durumda. Ah, Mandalorian! Herkesin favorisi, hatta neredeyse bir neslin “Büyükkedili Hayali” olarak anılabilecek kadar meşhur. Bu dizideki rolü, onun Star Wars’a olan sevgisini ve katılımını daha da pekiştiriyor. Ama işte, bu göz alıcı dünyada yeni bir film yapma sorumluluğu, bir kaykayla tepedeki rampadan aşağı uçmak gibi bir şey; çok keyifli ama bir o kadar da korkutucu!

Taika, Star Wars filminde kendi sesini duyurabileceğine inanıyor ve hayranlar için bu, hem iyi hem de biraz kara haber demek. “Filme kendi tonumu getirebilecek haldeyim” cümlesi, aslında izleyicileri umutlandırsa da, senaryonun henüz bitmediği gerçeği hiç de neşeli değil! Durum o kadar belirsiz ki, Taika; “Halen fikirlerin bir araya gelmesini bekliyorum” derken, izleyiciler tam bir ‘Darth Vader’ın elinde kaybolmuş bir droid’ hissiyatına kapılabilir. Yani ne zaman bir şey çıkacak, kim bilir? Her an “Çekimler ne zaman başlayacak?” sorularıyla boğuşmak zorunda kalabiliriz!

Tabii ki, Taika bazı yaratıcı fikirlere açık ama aynı zamanda bu fikirleri kaleme alırken bir kafa karışıklığına da neden olabiliyor. “Her şeyi duvara fırlatmakla meşgulum” ifadesi, sanki bir sanatçının elinde tuvali fırlatmaya çalıştığı dakikaları tarif ediyor. Ama sonuç olarak, onu muhtemel bir başarıya götürecek kaynak, yeni karakterler ve genişleyen evren yaratma isteği. Taika’nın bakış açısına göre, seyircilerin “harika” bulduğu unsurlar sadece mevcut Dünya ile sınırlı kalmamalı. Yani bizi, “Chewbacca’nın nenesi ile tanıştırırken” bırakmak yerine, yeni şeylerle karşılamalı!

Eh, işin güzel tarafı, hayranların yeni içerik için sabırsızlanması. Taika’nın açıklamaları umut vadediyor ama her şey düşündüğü kadar kolay gitmiyor gibi görünüyor. Bu bölümde biraz unutulmuş bir dokunuşla, yalnızca eski hikayeleri yeniden anlatmak çok sıradanlaşıyor. Herkes daha fazla yenilik, keşif ve neler olabileceğine dair bir merak içinde. Hayranlar, gerçekten yeni dönemlerin, yeni karakterlerin ve yeni gezegenlerin varlığını umuyorlar. Çünkü Star Wars evreninin büyüklüğü, süregelen hikayelere bağlı kalmak yerine keşfedilmeyi bekleyen potansiyel hikayeleri barındırıyor.

• Taika Waititi, Mandalorian 3. Sezonunda geri dönüyor; bu, onun evrende yeni bir hikaye yaratma konusunda ne kadar kararlı olduğunu gösteriyor.
• Star Wars Jedi: Fallen Order’ın Disney+ dizisi olabileceği yönünde haberler var; bu, yeni içerikler için çıtayı daha da yükseltiyor.

Ancak film hala senaryo aşamasında yer alıyor ve çekim tarihleri belirsizliğini koruyor. Taika’nın “bu yıl başlamayacak” demesi, hayranların içindeki heyecan dalgasını biraz frenliyor. Bu durumda zarif bir şekilde geçmişe dönüp “Geç olsun, güç olsun” diyerek yeni bir Star Wars deneyimi için sabretmekten başka çaremiz yok. Zira Taika’nın elimden gelen en iyisini yapması, belki de bu yoğun beklentilerin arasında kaybolmuş kalpten bir umut yaratacaktır.