Tekken Serisinin Epik Hikayesi: Kazuya’dan Jin’e Uzanan Yolculuk

Sizi bilmiyorum ama dövüş oyunları konusunda benim kafamda bir hiyerarşi var ve Street Fighter orada biraz alt sıralarda kalıyor. Nedenini tam olarak bilemiyorum ama hep Mortal Kombat ve Tekken benim için bir tık daha öne çıkmıştır. Merak etmeyin, bu yazıyı okuduktan sonra kesinlikle Tekken’a daha ılımlı bakacaksınız! Hele ki Tekken 8 yolda ve biz de hemen önce hikayeye bir göz atıp özlü bilgileri yeniden gözden geçirelim istedik. Hu hu hu, şimdi hikayemize iyice bulaşarak, hem gülümsemenizi hem de ilginizi artırmayı amaçlıyorum. Hadi başlayalım!

Her Şeyin Başlangıcı

Düşünüyorum da, 1994 yılında çıkmış bir oyun ile başlıyoruz. O dönemlerde dövüş oyunları oldukça basit hikayelere sahipti ve aslında yeni bir oyun çıkar mı bilemeyiz! Mortal Kombat gibi Tekken’in hikayesi de karmaşık bir hal almış durumda. Aslında Tekken’in hikayesi, kendisi başlı başına bir “delilik” demek daha doğru olur.

İlk olarak orijinal oyundaki hikayeyle başlayalım. Burada dövüşlerin en meşhur destanı başlıyor: Heihachi Mishima, oğlu Kazuya’yla bir dağın tepesinde dövüşmeye başlıyor! Kazuya daha çocuk, Heihachi’nin karşısında ne yapabilir ki? Kendisi süper dövüş ustası ve Kazuya’nın o hayali, en fazla ayağı kayıp düşmesini sağlamak olacak.

Ve bildiğiniz gibi, Heihachi bu çocuğu uçurumdan aşağı atmaya karar veriyor. Ama gerçekten, o muhteşem saçlara sahip bu adam, çocuğunun düşüşten kurtulması halinde “Eh, işte Mishima olduğunuzu tasdik ettim!” diye düşünüyor. Ancak tam da tahmin edemeyeceği şey, Kazuya’nın düşüşten kurtulurken intikam hırsı ve öfke duygularıyla dolup taşması! Ne de olsa 21 yıl sonra başına gelecekler için az kaldı.

İlk Tekken, bu düşüşten tam 21 yıl sonrasını anlatırken, Kazuya büyüyerek Mishima Zaibatsu’nu ele geçirir. Ama merak etmeyin, bu çocukcağız ormanın ortasında ayı yavrularıyla şakalaşmak için büyümemişti. Kendi dedesi Jinpachi’nin ortadan kaldırılması ile bu güç ona geçiyor ve tabii ki işleri bir suç örgütüne çevirmesi de! Genel olarak Heihachi bu işlerdeki ustalığıyla gerçekliğini tamamen kaybedip, bir ayı yavrusuna dahi dövüş sanatları öğretiyor. Evet, yanlış okumadınız, KunKuma, Kazuya’nın nasıl dövüşeceğini öğreniyor!

Bu mental yorgunluk mu? İlk King of Iron Fist turnuvasını düzenlemeye itiyor! Heyecanlı değil mi?

Orijinal Kadro

Turnuvaya katılanlar arasında dikkat çeken isimler var. Mesela bir Android var, Jack! Rus yapımı olan Jack, Kazuya’yı durdurmak için yaratılmış. Ama gözlerinizi açın, çünkü Japon üstat ile fırlamalık peşinde olan bir karakter daha var: Yoshimitsu! Gözlerinize çok çarpıcı gelecek olan bu karakter, kılıcını çekince kan dökmek zorunda. Yani siz düşünebiliyor musunuz, o silah çekildiğinde laneti dindirmek için dökülmesi gereken kanı düşünün! O işte kendi zihnini kaybetmenin eşiğinde.

İşte Lee Chaolan da döngüde dövüşecek. Heihachi’nin üvey oğlu, Kazuya ile kafa kafaya dövüşebilmek için eğitilmiş! Evet, Kazuya’nın hayatının özetini bizden dinliyorsunuz. Gelelim King’e; benim şahsi favorimdir kendisi. Maskesinin yalnızca bir sahnede görünmesiyle karşımıza çıkan King, bir yandan da yetimhanesini ayakta tutmak için savaşıyor. Bakalım bu nasıl bir hikaye! Ve elbette Armor King de burada! Hiç anlamadan ilk King rezil olup, turnuvaya katılma sebebini unutan King, karmaşık hikayesiyle uzun bir yol alacak.

Ve… Anna ile Nina, bu işte suikastçilikten başka bir şey bilmeyen Williams kardeşlerimiz! İkisi her şeyden çok birbirlerini kıskanarak yaşıyorlar! Tam bir klasik kardeş sevgisi, değil mi? Marshall Law, Bruce Lee kopyası arkadaşlardan biri. Paul Phoenix ise yarı finalde Kazuya ile kapışıyor. Ve kazandığı galibiyeti ne de güzel gülümseyerek kutluyor! Elbette, birbirlerine tecrübe kazandıran bu çılgın dostlar, unutulmaz anılarla dolu henüz! Kazuya, zaten süper kahraman giysisiyle bu intikamını almak üzere finalde babası Heihachi ile karşı karşıya gelir. Ve tabii ki, her hikayede olduğu gibi burada da öcünü alıyor!

Kazuya, babasını uçurumdan aşağı atarken ekrana konulan o gülümseme! İşte ilk Tekken’in sonuna geldik.

Tekken 2

Şimdi Tekken 2 ile hikayenin daha çılgın bir boyuta taşındığı noktalara gelelim. Öncelikle pandemi de içeride pek bir şey değişmediği gibi; Mishima Zaibatsu’nun tüm gücü Kazuya’nın elinde. Ama ne yazık ki, Kazuya’nın Heihachi’yi uçurumdan atmasının üstünden iki yıl geçmiş. İşte buradan sonra işler daha da çirkinleşiyor!

Kazuya, Dr. Bosconovitch’i de kaçırarak etkileyici ve tuhaf deneyler yapmaya başlıyor! Evet, Kazuya, artık hayvanlardan oluşan bir ordu üretmeye karar vermiş. Kanguru Roger’ın hikayesi buradan başlıyor. Monkey? Hayır, Kanguru!! Bu projelerin ardında Kazuya’nın aklına başka bir hikaye daha gizleniyor… Kazuya, gizliden gizliye düşmanlarını tek tek yok etmeye çalışıyor!

Gizemli WWWC örgütü, Jun Kazama isimli araştırmacıyı bölgeye gönderiyor. Bu Jun, Kazuya ile yakınlaşacak! Tam bir iyilik timsali olan Jun, Kazuya ile nasıl bir aşk yaşayacak? Zamanla biz de göreceğiz bu olayın sonucunu

Ve en sonunda, bu hikâyenin meyvesi de Jin Kazama olarak türeyecek! Ama buraya bir parantez açarak, Williams kardeşlerden bahsedelim. Biri dondurularak derin bir uykuya dalıyor! Tekken 3’te geri dönmek üzere! Tamam! Kazuya’nın genleriyle ilgili bir durum var. Kazuya, gözlerinden ışın atabilen bir iblise dönüşebiliyor. Yani biz bu haline “devil gene” diyoruz.

Hadi bakalım, Kazuya’nın yüzü makyaj yapmaktan vazgeçmese de! İşte o heyecan dolu kavga, herkesin göz önünde! Heihachi, Kazuya’nın doğrudan volkan içine atmak istiyor ve burası oldukça tuhaf!

Yer altında volkan yakarım ha, öyle…

Tekken 3

Ah Tekken 3, kim bilir ki hepimizin bu oyunla harika anıları var! Eğer böyle söylemezsem biliyorsunuz ki bu yazı eksik kalır. Tekken 3, serinin dövüş oyunları dünyasında kıyameti koparmayı başarıyor! Artık Kazuya yok. Yani, var ama biz onu unutalım. Çünkü Tekken 3’te Jin Kazama karşımıza çıkıyor. Tam bir genç delikanlı! Heihachi ise geçen 18 yılda saçlarını ağartmış, “Hayır, bu çocuk bana güç hibe etti” diyor!

18 yıllık kan davası ve acılar bitmek bilmedi. Birde troll Ogre, Jun Kazama’nın yeterince güçlü olduğuna inanıyor! “Ya bari senin çi enerjin benim, Yuvarlak O noktasındayım, bana gel” diyor, Jun’a da bir tavsiye veriyor: “Bana bir şey olursa, deden Heihachi’ye git.” İşte olay burada başlıyor!

Bir uluslararası gizem ve dram zihnimizde başlamış oluyor. Jin, Kazama ve Mishima dövüş stillerini harmanlayarak gerçekten bir savaşçı oluyor. Ama hepsinden önemlisi, Heihachi’den ve karşılaştığı tehlikelerden korumamız gereken biri var: Xiaoyu! Bu kız, Jin’in hayatında daima kalmaya başlıyor.

Yeri geldi mi koca bir Panda bile Xiaoyu’nun koruma görevini üstleniyor! Olaylar daha da çileden çıkmaya başlayacak! Bir başka önemli isim Hwoarang; ona da değinmeden geçmeyelim. Bu adam da turnuvaya katılır. Tabii ki onun hikayesi de ilerleyen bölümlerde konuşulacak…

Ünlü dövüşçü Eddy Gordo hapiste bir capoeira ustasından eğitim alarak turnuvaya katılıyor. Yani ne kadar eğlenceli bir girişim! Niye benim böyle bir geçmişim yok?

Jin’in de burada birbirinin düşmanı olması ve Paul’un da 46 yaşında “Kötü Çocuk” olduğunu görmek ne de güzel bir hikaye değil mi? Tabii bunların ardından Williams kardeşler uyanıyor… Ve Tekken hikayesinin sonuna birkaç dönem daha var. Ve böyle bir çılgın hikayede, Jin’in içindeki devil gene de uyandırılıyor! Ve o zaman Jin ve Devil Jin arasında bir savaş başlıyor. Şimdilik burada bırakayım ama Tekken 8 öncesi kıpır kıpır bir hikayenin altına imza atacağımızı artık kesin olarak biliyorsunuz!

Tekken 3’ün gerçek sonu: gerçekten büyük bir dram!