Bir zamanlar, The Chinese Room adı altında, oyun evrenine damgasını vurmuş bir stüdyo vardı. Yani sadece “stüdyo” demek, biraz haksızlık olur; çünkü bu yer, oyunların duygusunu, atmosferini ve bir yudum bile olsa, insanın içindeki o hafif hüzünlü melankoliyi yakaladıkları bir sanal evren yaratmış bir konuşma odasıydı. Ama görünüşe göre, İngiliz oyun yapımcıları bir süre daha birlikte çalışmak istemiyorlar. Sumo Digital ile yollarını ayırarak, bağımsızlıklarına doğru ilk adımlarını atan The Chinese Room, tıpkı bir ergenin ailesinden ayrılıp kendi evini kurması gibi hissettiriyor! “Artık özgürüz, bağımsızız!” diye haykırıyorlar. Gerçi dinamizmleri kadar merak uyandırıcı bir yolculuğa çıkacaklar mı, onu zaman gösterecek.
Hatırlarsanız, The Chinese Room’un geçmişinde Dear Esther ve Everybody’s Gone to the Rapture gibi yürekleri sızlatan, gözlerden yaş getiren oyunlar var. Yani, bu ekip gerçekten duygu yüklü hikayeler anlatma konusunda bir yetenek sergiliyor. Ama, işin ilginç yanı, şu sıralar geliştirilen Vampire: The Masquerade – Bloodlines 2 oyunu ile ne kadar duygusal derinlik yakalayabilirler, merak içinde bekliyoruz. Yalnız kalmalarının ardından yeni projeleri ve yaratıcı potansiyelleriyle çıkacakları yolculukta neler göreceğimizi düşündükçe içim kıpır kıpır, acaba bir sonraki projeleri beni de ağlatacak mı?
Öte yandan, Sumo Digital’ın “Bir daha mı? Asla!” diyerek, kendi özgürlüklerine adım atan The Chinese Room’un bu bağımsızlık kararının ardındaki nedenleri anlamak için biraz daha derinlere inmekte fayda var. Sumo Digital’ın geçmişte Asia’nın ünlü oyun şirketlerinden Tencent tarafından satın alındığını unutmamak gerek. Yani, The Chinese Room’un “ben artık sana ait değilim; özgürlüğümü istiyorum!” demesi, belki de bir duygu patlamasıdır. Orada başka bir yatırımcı varken, oyun yapma heyecanının yerini baskı ve yaratıcılığın zincirlenmesi almış olabilir. Ama neyse ki, şimdi kendi ayakları üzerinde durma şansı bulacaklar!
Özellikle Still Wakes the Deep oyununa ek olarak çıkan Siren’s Rest DLC’si, bu bağımsızlık dönemine bir merhaba niteliği taşıyor. Bakalım, bu yeni bağımsız proje süreci onlara daha ne yaratıcı yollar açacak? Eş zamanlı olarak, stüdyo şimdi iki yeni IP üzerinde çalışıyor. Hani gökten düşen bir elma gibi yerden fırlayan yaratıcı fikirler! Kim bilir belki de bu yeni oyunlar, bugüne dek görmediğimiz tarzda hikayeler ve karakterlerle dolu olacak; kalabalık kargaşada kaybolmak istemeyenler için her birinin yeni bir anlam taşıyacağı bir dünya sunacaklar.
Stüdyo direktörü Ed Daly önderliğindeki bu yeni bağımsız yolculuğu, oyun severler olarak ilgiyle takip edeceğiz. Banka hesabımızdan korkarak yeni oyunlarını bekleyeceğiz, ama tanıdık yüzleri yenilikçi bir şekilde hayatımıza sokarken belki de içimizdeki çocuğu yeniden canlandıracaklar. Özgürlük, yaratıcı projeler ve daha fazlası için ilk adım hazır! Şimdi bekleyip görelim, umarız yeni oyunlarıyla kalplerimizi çalmayı başarırlar!