The First Descendant: AFK Sorunu ve Oyun İçindeki Adalet Arayışı

Son günlerde looter shooter açlığını gidermekte The First Descendant gibi bir oyun oldukça popüler hale geldi. Oyun, yoğun grind arayan oyuncular için eğlenceli dakikalar sunduğu iddia ediliyor. Ama burada bir sorun var: temellerinin çok sağlam olduğu söylenemez. Yani, bir şeyler eksik gibi duruyor. Tıpkı sabah kahvaltısında ekmeğin üzerine sürülen tereyağının az olması gibi… Yeterince tereyağı yoksa, tostun tadı kesinlikle eksik olur, değil mi? İşte bu oyunda da benzer bir durum söz konusu. Ancak yetersizliklere rağmen, benim gibi çoğu oyuncu eğlencenin tadını çıkarıyor. Hatta öyle ki, bazı oyuncular durumu o kadar abartıyorlar ki, uyaniklık yoluna başvurmaktan çekinmiyorlar.

The First Descendant’ta yeni silahlar ya da karakterler açabilmek için bazı materyaller toplamak şart. Bu materyalleri ise çeşitli görevlerden elde ediyorsunuz. İşte burada devreye, nasıl denir, “uyanık” oyuncular giriyor. Düşünün ki, bir grup kuruyorsunuz; hepiniz savaşmaya hazırlanıyorsunuz, ama bir kişi AFK (Away From Keyboard – Klavyeden Uzakta) kalıyor. Ne oluyor? O kişi, hiçbir şey yapmadan materyalleri topluyor! Bu durumu gören diğer oyuncular, oyun saatlerini şikayetle geçirmeye başlıyorlar. Oyun böyle keyifsiz hale gelince, subreddit üzerinde bu konuyu tartışmaya başlayarak, zaten çok eğlenceli olan bu durumu biraz daha eğlenceli hale getirmek istiyorlar. Hatta bazı oyuncular, geliştirici ekipten sözde “oylama başlatma” seçeneği istemiş, böylece AFK kalarak grubu nasıl yere serdiklerini görecekler.

Yani, burada herkes mücadele ederken bir kişi oturup çayını yudumluyorsa, bu haksızlık değil mi? Kesinlikle! Bu önerilen oylama sistemi, AFK kalan oyuncuların gruptan atılmasını sağlayarak tam bir çözüm önerisi olarak gündeme geldi. “Sizin yaptığınız bu adalet mi?” diye soracak başka oyuncular arayışa geçti bile. Bence bu durum tamamen mantıklı bir fikir. Sonuçta, grup halinde oynarken herkesin eşit şekilde katkıda bulunması gerektiği aşikar. Burada önemli olan, herkesin biraz özveri göstermesi ve karınca gibi çalışması. Bu oyun, bir iş yeri değil! Ama neden olmasın? Çalışma ahlakı, oyun içinde de geçerli olabilir.

Tabii ki bazı oyuncular bu durumdan hoşnutsuz. Bazıları, “Ya ben burada gireceğim, savaşacağım ve diğer oyuncuların üzerine gidip çuvallatacağım, sen de burada AFK kalıp benim materyalimi çalmaya çalışacaksın. Yok böyle bir dünya!” diyor. İşte bu noktada çok eğlenceli ve komik sahneler ortaya çıkıyor. Düşünün ki, grup içinde savaşmaya hazırlanan bir avcı var, yanındaki ise gökyüzüne dalmışken büyük bir düşman tarafından pusuya düşürülüyor. Ama ne yazık ki, o kişinin gözleri ekranda değil, uçuk bir hayal dünyasında! O durum, tam bir komedi sahnesi gibiyken, diğer oyuncular rakiplerine karşı savaşmak zorunda kalıyorlar. 😄

Özetlemek gerekirse, The First Descendant’a ilişkin endişeler ve tartışmalar, özellikle AFK kalan oyuncular arasında yoğun bir şekilde ilerliyor. Oyuncuların gruptan atılma fikri kesinlikle işin içine bir miktar “adalet” getiriyor. Ne de olsa, yaparken eğlendiğimiz bir oyunda, herkesin rahatlayabilmesi için eşit koşullar sağlanmalı. Belki de bu oyun, oyunculara sadece savaşmayı değil, aynı zamanda birlikte eğlenmeyi de öğretmeye çalışıyor. Tıpkı hayat gibi, bazen kazananlar kaybedebilir, ama eğlenilmesi gereken bir yolculuğun tadı bir başka!