The First Descendant: Oyun Dünyasında Kopya mı, Yenilik mi?

The First Descendant, ilk gününden itibaren sürekli bir eleştiri bombardımanına maruz kalmış durumda. Bunun sebebi elbette ki oyunun kendine has bir kimlik oluşturamamış olması. Hani şu “biraz şuradan, biraz buradan” şeklinde karmaşık bir tarifle özetlenebilecek türden. Oyuncular, neye odaklanacaklarını bilemiyorlar. Destekliyoruz, çünkü herkesin hayatında en az bir kez “Ben ne yapıyorum?” dediği anlardan biri böyle olabilir. Gerçekten, insan bazen bir kahve alıp derin bir nefes çekmek istiyor; belki çöpü çıkarmak için bile cesaret bulamayabilir! Ama bu durumda, diyelim ki sizin çöpünüzü çıkarmanız için birinin size “Oyun oynamak yerine çöpü at!” diye bağırması gerekebilir. İşte, böyle bir his The First Descendant’ın peşinden koşanları da sarmış durumda.

Bunun yanı sıra, Nexon’un oyunu, Steam’in en çok oynananları arasında yer alıyor ki bu da tam anlamıyla bir çelişki gibi. Hani “bir kış günü deniz keyfi” tadındaki bu olayı düşündüğünüzde, gülümsememek elde değil. Yaşanan eleştirileri görmezden gelemeyen oyuncular, özellikle Warframe ve Destiny hayranları arasında bir rekabetin fitilini ateşlemiş durumdalar. Oyun, adeta bir “kim daha çok benziyor?” yarışmasına dönüştü. The First Descendant’ın logoları, Destiny 2’den alev alev bir alıntı gibi gözüküyor. Forbes ekibi bunu “ufakça değiştirilmiş” olarak tanımlasa da, aslında değişiklik daha çok “yüzeysel” kalıyor. Burası tam anlamıyla “Çalıntı mı?” sorusunun gündeme geldiği bir mecra haline geldi. Bakalım, logoları karşılaştırmak, bu keşiflerde kim galip çıkacak?

• İkonlar: İkonların anlamları benzer olmayabilir, fakat görünüşteki benzerlikler, bir sanat eleştirmeni olmayı düşünen herkesin odak noktasında. Hani bir Picasso tablosu kadar soyut bir anti parantez.
• Silahlar: Girdikçe derinleşen bu benzerlik, silahlar arasında da ortaya çıkmış durumda. Özellikle Destiny’nin meşhur IKELOS nişancı tüfeği, The First Descendant’da karşımıza çıkan silahlarla benzerlik taşıyor. “Aman Tanrım!” dedirtiyor, değil mi?

Özellikle Warframe ve Destiny oyuncularının bu durumu “Kıyaslama Günü” tadında kutladıkları düşünüldüğünde, gülümsememek elde değil. Sanki bir yandan oyun geliştiricilerine “Ya biraz daha yenilikçi olun” derken, diğer yandan kendi oyunlarındaki benzerlikleri de sorgulamadan edemiyorlar. Bunu hissediyorsanız yalnız değilsiniz, çünkü bu, oyunun doğasına dair bir ironi oluşturuyor. Kısacası, bu tür oyunların benzerlikleri üzerine eleştiriler, oyunculara gerçek bir “en iyi benzeyen kim?” yarışmasının kapılarını açmış durumda.