Ubisoft’ta Dram ve Komedinin Kesiştiği Nokta: Marc-Alexis Côté’nin Ayrılışı

Bazılarımız için iş hayatı, bir comedy show gibi olmaktan çok daha fazlasıdır. Özellikle video oyun sektöründe işler biraz daha karmaşıklaştığında, işte o zaman tüm karmaşık oyun hikayeleriyle dolup taşan bir dünya ortaya çıkıyor. Geçtiğimiz günlerde, Ubisoft’un Assassin’s Creed serisinin baş ismi Marc-Alexis Côté’nin ayrılması ile ilgili bir haber patladı. Ancak, bu ayrılık tam bir dramaya dönüştüğü için herkesin kafası karıştı. Côté’nin ayrılışında kendi isteğiyle olduğu söylenmişti. Ama Côté, o tabiri caizse, “ne alaka?” diyerek sosyal medya üzerinden durumu netleştirdi.

İlk olarak, bir video oyun patronunun yaşadığı duygusal yoğunluk, sanırım oyun dünyasında sıkça rastladığımız bir durum değil. Côté’nin Linkedin paylaşımındaki içtenlik, bir oyun karakterinin sözleri gibi dürüst ve içten. Son 24 saatte anıları arşivlemekten bahsediyor. Yani anlayacağınız, kendisi öyle sadece birkaç gününü değil, adeta 20 yıllık bir oyun tarihini hatırlıyor. Kendi isteğiyle görevden ayrıldığını söylemişken, aniden “uykuya daldım ve tüm işleri bırakıp geldim” diyecek kadar abartıya kaçmadı. Bunun yerine, bu kararın Ubisoft üst yönetiminin bir kararı olduğunu belirtti.

Côté’nin LinkedIn paylaşımında belirttiği gibi, Ubisoft’un yeni organizasyon yapısına uymayacak şekilde bir pozisyon teklif etmesi oldukça komik bir duruma düşürüyor. Genellikle, iş yerlerinde böyle bir durum ile karşılaşırsanız, insanın aklında “yeni pozisyon için hangi müşkül peslantı düşünülüyor?” diye bir soru belirir. Côté, Assassin’s Creed serisinin “kaptanı” olarak kendisini gördüğünü ve mürettebatının güvenliğinden endişe ettiğini belirtirken, belki de “ben kaptanım, beni yol dışı bırakmayın!” diye haykırmak istediğini düşündürebiliriz. Ama tabii o gemide yaşanan olaylar daha çok bir Shakespeare oyunu gibi. Herkes birbirine karşı ince bir gönderme yapıyor gibiydi.

Hatta Côté’nin, Ubisoft’un kararlarını sorguladığını belirtmesi, bazılarına göre sadece bir tutku değil, aynı zamanda bir komedi unsuru. Neleri sorguladılar? Hangi kararlar sorgulandı? Sanırım tüm bu sorular, Ubisoft’un hamlelerinin tartışmaya açık olduğunu gösteriyor. Zira video oyun dünyasında herkesin kendi hikayesini yazdığı bir ortamda, yöneticilerin aldığı kararlar biraz vampir filmlerine benziyor—hepsi birer “aydınlık” ama sonuçta karanlığa sürükleniyor. En nihayetinde Côté’nin Ubisoft ile olan bağı, onu çok sevdiği bir köpeğin yanında bırakılmış bir kanepeye benzetebiliriz. Yerinde kalmak isterken, onu zorla dışarı atmaya çalışmışlar.

Bu olay da bize şunu gösteriyor; iş dünyasında dostluklar kurmak çok önemlidir, ama bazen arkadaşlıkları, patronların kararları gölgede bırakabilir. Gerçekten de Côté’nin Ubisoft’tan ayrılması, son yıllarda yaşanan birçok olayla birleşince meraklı bir izleyicinin “drama” tamamen gerçek olacak dedirten bir hikaye oluşturuyor. Artık Ubisoft, alınan bu kararlarla yeterince sorgulanacak gibi görünüyor. Côté’nin bu açıklaması sonrası, Ubisoft’un altında kalan diğer oyuncular işlerin nereye gideceğine dair bir şüphe taşımaya başladı. Şu an gündemde olan durum, tüm video oyun dünyasını etkileyen bir komedi kulübü gibi—herkes gülüyor ama kimse hangisinin aslında komik olduğunu bilmiyor.