Ubisoft’ta Skandallar: Cinsel Taciz ve Psikolojik Saldırılar Mahkemeye Taşındı

Bir zamanlar oyun dünyasının parlayan yıldızı Ubisoft, içindeki karanlık sırlarıyla adeta bir film senaryosuna dönüşmüş durumda. Üç eski çalışan, cinsel ve psikolojik taciz suçlamalarıyla adli sistemin radarına girmiş durumda ve öyle görünüyor ki, bu durum Ubisoft’un şanlı tarihine bir leke daha ekliyor. Hemen hemen hepimizin ”Bu oyun dünyası ne kadar renkli!” dediği bir ortamda, maalesef bu tür olaylar gölgelerle dolu bir film sahnesi gibi.

Serge Hascoët, Tommy François ve Guillaume Patrux gibi isimler, patlayan bu balonun içinde kaybolmuş üç muskaya benziyor. Hani bazen bir kahramanı eleştirdiğimizde ”Yok artık bu kadar da olmaz!” dediğimiz anlar olmuyor mu? İşte bu durum da öyle bir şey. Her biri, çalışanları üzerinde kurulan şehir efsaneleriyle dolu, kabus gibi bir deneyimin parçası olmuşlar. Bu üçlü, Fransa’daki mahkemeye dans ederek değil, aksine suçlamalarla girmiş ve cezalarla çıkmışlar.

François, cinsel taciz, psikolojik taciz ve tecavüz teşebbüsü gibi akla hayale gelmeyecek suçlamalarla üç yıl ertelenmiş hapis cezası ve 30.000 Euro para cezası aldı. Araştırmalara göre, kendisi kadın çalışanlarından birini zorla öpmeye çalışmaktan tutun, etek giyen bir diğer çalışana amuda kalktırmaya kadar birçok skandalın başrol oyuncusu! Bunu duyduğunuzda gözlerinizi kocaman açmaktan kendinizi alamayabilirsiniz: ”Evet, bunu gerçekten mi yaptı?”

Hascoët ise mahkeme tarafından psikolojik ve cinsel tacize yardımcı olmaktan suçlu bulunmuş ve sekiz ay ertelenmiş hapis cezası ile 45.000 Euro para cezasına çarptırılmış. Yani adam, adeta ”Bir soyutlama içinde kayboldum!” dercesine mahkemeye başvurdu ve sonuç hüsran! Duruşma sırasında yaptığı ırkçı söylemlerden ve diğer davranışlardan dolayı kendisi de pek tekin gözükmüyor.

Son olarak, Patrux’un da psikolojik tacizden hüküm giymesi ve 12 ay ertelenmiş hapis ile 10.000 Euro ceza alması bardağı taşıran son damla olmuş. Duruşmalarda öyle iddialar öne sürülmüş ki; ”Eyvah, bu ne yaman bir durum!” dedirtiyor. Mesela, Patrux’un duvarları yumruklaması, çalışanlara vurma taklidi yapması ve bir meslektaşının sakalını çakmakla tutuşturması gibi davranışları, gerçekten de insanın kanını dondurur nitelikte.

Yves Guillemot, Ubisoft’un CEO’su ve kurucu ortağı ise bu kaos içinde ”Temel değerlerim ve etik anlayışımdan asla taviz vermedim, vermeyeceğim!” dedi. Ama şimdi sormak lazım, Gerçekten bu etik değerler nerede? Ubisoft’un o oyunculara hitap eden bir imaja sahip olduğu gerekçesiyle ahlak yerlerde sürünürken, yoğurt yiyişine dönen bu durum, pek de kabul edilir gibi görünmüyor.

Artık açıkça görülüyor ki, bazı kişiler, Guillemot’un kendilerine duyduğu güveni nice sözler ve çiçek bahçeleriyle kirletmiş. Ve Ubisoft’un ortak değerlerine bir göz atıldığında fırtına öncesi sessizlik var. Belki de önümüzdeki günlerde bu konuda gerçekten ciddi adımlar atılmalıdır. Yoksa, gelecekte de bu karanlık olayların gölgesi şirketin peşini bırakmayacak gibi görünüyor.