Jason Schreier, Bloomberg için kaleme aldığı makalede Ubisoft’un iç dinamikleri ve yönetim kademesindeki değişikliklere dair ilginç detaylar sunuyor. Bu makale, özellikle iş yerinde yaşanan taciz skandalları sonrasında görevden alınan önemli isimler, yani Serge Hascoët, Cécile Cornet ve Yannis Mallat üzerine yoğunlaşırken, aynı zamanda Ubisoft’un nasıl bir erkek egemen yapıya sahip olduğunu da gözler önüne seriyor. Aslında bu yazıyı okuduktan sonra, Ubisoft’un oyunları ile erkek kahramanları arasındaki ilişkiyi derinlemesine anlamak pek de zor olmayacak!
Öncelikle, makalenin en dikkat çekici noktalarından biri, Assassin’s Creed serisi üzerine yapılan yorumlar. Bu serinin uzun yıllar boyunca %100 erkek kahramanlarla yola devam etmesi, herhalde “erkekler, kadınlardan daha çok oyun satar!” mantalitesinden kaynaklanıyor. 2014 yılında Ubisoft’un kreatif direktörü, Assassin’s Creed Unity‘de neden oynanabilir kadın karakterin bulunmadığını “Kadın giysileri ve animasyonları eklemek, çok fazla prodüksiyon işi gerektiriyor” diyerek açıklamıştı. Yani, bir kadın karakter yapmak o kadar zor ki, sanki uzay mekiği yapıyoruz!
Aslında, Assassin’s Creed Syndicate için yazılan ilk senaryoda, ikiz kahramanlar Jacob ve Evie’ye eşit görünme süreleri verilmesi planlanmıştı ama sonrasında Jacob, adeta “ben buradayım!” diyerek öne fırladı. Evie’yi arka planda bırakmak, Ubisoft’un klasik “erkekler önde, kadınlar arkada” kuralının bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Yani, bir nevi “erkek kahraman, sahneyi kaplar!” kuralı devreye girmiş!
Benzer bir durum Assassin’s Creed Origins için de yaşandı. İlk başta, ana karakter Bayek’in bir yerlerde yaralanması veya ölmesi ve böylece oyuncuların karısı Aya’yı kontrol etmeye başlaması düşünülmüştü. Ama sonra ne oldu? Aya’nın rolü giderek azaldı ve Bayek, ana kahraman olarak sahneye çıktı. Yani, bir kadın karakterin ön planda olması, herhalde bazı yönetim kademelerinde “riskli” olarak değerlendirildi!
Bu durum, Assassin’s Creed Odyssey için de geçerli. Oyunda Kassandra ve Alexios kardeşler vardı, ancak ekip ilk başta Kassandra’yı oynanabilir tek karakter olarak tasarlamıştı. Ama tahmin edin ne oldu? Yönetim “bunun bir seçenek olamayacağını” söyleyince, oyunculara erkek ve kadın karakterler arasında seçim yapma şansı sunuldu. Yani, Ubisoft’un yöneticileri, “Kadın karakter satmaz!” fikrini bir türlü kafalarından atamadılar.
Birçok oyun üzerinde çalışan isimler, Ubisoft’un pazarlama departmanı ve özellikle Hascoët’ten gelen direktiflerin bu düşünceyi pekiştirdiğini belirtiyor. Ama şu bir gerçek ki, kadın baş kahramanlı oyunlar da satış rekorları kırabiliyor. Mesela, Horizon Zero Dawn gibi oyunların başarısı, bu bakış açısının ne kadar yanlış olduğunu gözler önüne seriyor!
Tüm bu yaşananlar, Ubisoft’un yönetim ve yaratıcılık kademelerinde bir değişiklik yapma ihtiyacını doğuruyor. Bu durum, politikaların yavaş yavaş değişeceğine dair bir umut ışığı olarak gösteriliyor. Bakalım bu değişikliklerin etkilerini zamanla görebilecek miyiz? Yoksa Ubisoft, yine eski alışkanlıklarına mı dönecek? Bekleyip göreceğiz; belki de bir gün kadın kahramanlarımız da sahnede daha fazla yer alır, kim bilir?